Al – Osmanlı’dan Cumhuriyet’e  Mekteb-i Mâliye ve Mâliye Tatbîkat Mektebi

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e  Mekteb-i Mâliye ve Mâliye Tatbîkat Mektebi

Dr. Hüseyin AL

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e

Mekteb-i Mâliye ve Mâliye Tatbîkat Mektebi

Hüseyin Al[1]

Aramızdan erken ayrılan

Türkay Kılıç (1969-2014) ile

Dudu Özdemir’in (1969-2022)anısına

ve dönem arkadaşlarıma ithafen

Giriş

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bir yıl sonra Ankara’da eğitime başlayan Mâliye Tatbîkat Mektebi’nin kuruluşunun ardından yüzyıl geçti. İsim yönünden değişikliklere uğrayarak 21. yüzyılın başlarına kadar Maliye Bakanlığı’nın en önemli insan kaynaklarından birini oluşturan Maliye Meslek liselerinin yerinde artık yeller esiyor. Son dönemlerde meslek liselerinin önemine yönelik söylemler artmış bulunuyor. Kapatılanın yerine daha iyisinin konulamaması, en kötüsü de toplumun belirli kesimlerinden gelen öğrencilerin mesleki kariyerlerine ket vurulması alınan kararın birçok yönden hatalı olduğunu ortaya koyuyor.   Ancak artık suların geriye akıtılamayacağı bir noktadayız. Burada yazılacak olanlar geçmişi kutsama amacı taşımıyor. Sadece fiili olarak hala önemli rol ve fonksiyon üstlenen Maliye Meslek liseleri mezunlarının önemini hatırlatmak, yüzyılı aşan bir sürede oluşan kurumsal yapıları birden sona erdirmenin ne derece hatalı olduğunu vurgulama amacı taşıyor. Biz burada kökeni Cumhuriyet’in kuruluşundan biraz daha önceye uzanan, 1915 yılında lağvedilerek Dârülfünun Hukuk Mektebi’ne devredilen Mâliye Mektebi ile aynı yıl kurulan ancak Osmanlı Devleti’nin sona ermesi ve Kurtuluş Savaşı nedeniyle tekrar eğitime başlaması 1924 yılını bulan Mâliye Tatbîkat Mektebi’nin tarihine odaklanacağız.

Odak konumuzu oluşturan her iki mektep konusundaki bilgilerimiz son dönemlere kadar oldukça kısıtlı bir seviyede kalmıştır. Maliye Okulu Mezunları Derneği’nin sayfasında Maliye Mektebi hakkında genel bilgiler yer almaktadır.[2] Bu mektep hakkında Osman Nuri Ergin’in Türk Maarif Tarihi başlıklı çalışmasında daha geniş bilgi bulunmaktadır.[3] Yine yakın tarihlerde hazırlanan bazı eser ve tezlerde Mekteb-i Mâliye’ye ilişkin başlıkların olduğu görülmektedir.[4]  Son olarak bahsedilmesi gereken önemli bir kaynak ise Osmanlı arşiv kaynakları ve basın haberleri üzerinden Maarif Ansiklopedisi için hazırlanan Maliye Mektebi başlıklı maddedir.[5] Okulumuz mezunları tarafından zaman zaman kaleme alınan yazılar da bu kaynaklara eklenebilir.[6]

Bütün bu yazılanlara rağmen 100 yıllık, hatta ilk kuruluş tarihi esas alındığında 115 yıllık bir geçmişi olan okulumuzun tam teşekkülü bir tarihinin henüz yazılmamış olması biz mezunların üzerinde manevi bir yük olarak duruyor. Bir araya geldiğimizde en çok okul günlerimizi konuşmaktan zevk aldığımızı kimse yadsımayacaktır. Oysa Latin atasözü der ki “Söz uçar yazı kalır/Verba volant, scripta manent”. Artık mezun veremeyen tarihe karışan bir okulun öğrencileri olarak her geçen gün sayımız azalıyor. Diğer bir ifadeyle yavaş yavaş tarihe karışıyoruz. Dolayısıyla Maliye Meslek Lisesi geleneğinin yaşatılması, tarihte bir zamanlar biz de vardık denilebilmesi için yazılı ve sözlü tarih çalışmalarının yapılması hayati önem taşıyor.

Bu çalışmayla en azından 1924 yılı öncesinde faaliyet gösteren iki mektebe ait dönemi kaleme alarak bu yükün bir kısmını üzerimizden atmaya çabalayacağız. Okuyuculara bir uyarı olarak geçmiş dönemdeki idadi/lise, mektep/okul, yüksekokul/üniversite gibi ifadelerin günümüzden farklı anlamlarda kullanıldığını, öğretim süreleri ve saatlerinin oldukça farklı olduğunu belirtmekte yarar görüyorum.

İlk Girişimler

Mekteb-i Mâliye’nin kuruluşuna geçmeden önce 19. yüzyılın başlarından itibaren nitelikli maliye memuru yetiştirmek için yapılan bazı girişimlere değinmekte yarar var. Bilindiği üzere söz konusu yüzyıl Osmanlı’nın yenileşme çabalarının hız kazandığı bir dönemdir. İlk olarak askeri alanda başlayan modernleşme gayretleri 19. yüzyılın ikinci yarısına doğru diğer alanlara da yayılmıştır. Özellikle 1839 yılında ilan edilen Gülhane Hatt-ı Hümayun’u ile devletin idari, mali ve hukuki açıdan yeniden organize edilmesine yönelik girişimler hız kazanmıştır. Osmanlı mali sistemi 18. yüzyılın son çeyreğinden itibaren şekil değiştirmeye başlamış ve Avrupa tarzı yeni finansman yöntemlerine (örneğin, esham sistemi) geçilmiştir. Maliye teşkilatının da yeniden düzenlenmesiyle birlikte yeni sisteme uygun nitelikte memurlar yetiştirilmesi gerekli hale gelmiştir.[7] Özellikle Tanzimat’ın ilanı sonrasında hız kazanan bütçe düzenlenmesi, yeni vergiler, iç ve dış borçlanma tahvillerinin ihracı gibi yeni finansman usulleri, menkul kıymet borsasının gelişimi, devlet borçlanma tahvillerinin borsada işlem görmesi yeni maliye memurlarına duyulan ihtiyacı tetiklemiştir.[8] Yine de eğitim alanında ilk-orta-yükseköğrenim şeklinde birbirine öğrenci kaynağı sağlayacak şekilde kademeli bir merkezi eğitim reformunun yapılamaması, bu kademelerin farklı nezaret ve kurumlar arasında bölüşülmüş olması mesleki eğitime ilişkin spesifik okulların kurulmasını geciktirmiştir.

Nitelikli maliye memuru yetiştirmeye yönelik bahsedilebilecek ilk girişimlerden biri II. Mahmud’un saltanatı (1808-1039) sırasında, 1823 yılında defterdar Mehmet Tahir Efendi tarafından yapılan girişimdir. Adı geçen defterdar göreve atandıktan sonra maliye kalemlerinde görevli kâtipler için sabah dersleri koydurmuştur. Benzer şekilde 1836 yılında maliye kâtiplerinin Arapça ve Farsça dil bilgilerini ilerletmek için yer ve hocalar tahsis edilmiştir.[9] Ancak bu tür girişimler kalıcı olmadığı gibi Batı tarzı bir eğitimi içermediğinden yetersiz kalmıştır.

Batı tarzı eğitime yönelik ilk girişim ise 1869 yılında gerçekleşebilmiştir. Maliye Nezareti bünyesinde tahsis edilen bir dershanede kâtiplerin Fransızca ve muhasebe bilgilerini ilerletilmesi amaçlanmıştır. Bu girişimi 1880 yılında Mekteb-i Fünun-ı Mâliye adıyla açılan okul takip etmiştir. Bu tarihte sadrazamlık makamında bulunan Said Paşa’nın Fransızların Ulûm-ı Siyasiyye Mektebi programından esinlenerek Dîvân-ı Muhâsebat (Sayıştay) içinde açtırdığı bu okulun temel amacı büyük Avrupa devletlerinin maliye teşkilatını, mali sistemlerini, vergi çeşitlerini ve bunlara yönelik kanunları tanıtarak nitelikli maliye memurları yetiştirmekti. Dîvân-ı Muhâsebat memurlarının öğrenci olduğu, yine aynı kurumun üyelerinin hoca olduğu bu okul devam edemedi. Okulun kurucusu Said Paşa’ya göre okulun devam edememesinin nedeni kendisinin görevden ayrılmasıyla Divan-ı Muhasebat’ın şekil değiştirmesi ve eski önemini yitirmesiydi.[10]

Maliye Mektebi Kurma Girişimleri

Literatürde Maliye Mektebi’nin kuruluşuna ilişkin bilgiler 1908 Jön Türk Devrimi ve İkinci Meşrutiyet’in ilanı sonrasında 1909 yılında maliye memurlarına gerekli bilgilerin öğretilmesi amacıyla Maliye Nezareti içerisinde[11] bir mektep açılmasının planlandığı şeklindedir. Dönemin Maliye nazırı Mehmed Cavid Bey okul için hazırlanan programı beğenmemiş, yenisinin hazırlanması için Erkân-ı Harbiye’den Osman Kemal Bey’i görevlendirmiştir. Diğer sebeplerin de etkisiyle mektep ancak 28 Mayıs 1910 tarihinde açılabilmiştir.[12]

Arşiv belgelerine bakıldığında Mâliye Mektebi’nin açılmasına ilişkin çalışmaların 1908 yılının sonlarına doğru başlatılmış olabileceği anlaşılıyor. Zira Mâliye Nezâreti tarafından bu konuyla ilgili hazırlanan tezkere ve ekleri 1909 yılının hemen başında Meclis-i Vükelâ gündemine alınarak tartışılmıştır. Bu tür bir mektebin açılmasının genel gerekçesi Mâliye Nezâreti (Hazine) ile Dîvân-ı Muhâsebat’ta görevli mümeyyiz ve kâtiplere meslekleri ile ilgili gerekli bilgilerin öğretilmesi şeklinde ifade edilmiştir. Meclis-i Vükelâ’ya gönderilen belgeler içerisinde yer alan ve Maliye Nazırı Mehmed Cavid Bey’in imzasını taşıyan belgede gerekçe daha da ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Buna göre mali idarede yapılacak reformun gerçekleşebilmesi nezaret memurlarına gerekli eğitimin verilmesinden geçmektedir. Spesifik olarak mali konularda eğitim veren bir kurumun bulunmaması gerek merkez gerekse taşra teşkilatında bu türden insan kaynağı ancak Mekteb-i Mülkiye’den sağlanabilmektedir. Bu mektep mezunları nitelikli memur ihtiyacını bir nebze karşılasa dahi idadi(lise) mezunları bu bilgiden tümüyle yoksundur. Hatta bazı memurların idadi diploması bile bulunmamaktadır. Dolayısıyla mali konularda eğitim görmüş yeterli memur adayları bulunamadığı gibi başka dairelerde hizmet etmiş çok sayıda mümeyyiz ve kâtiplerin hükümetin kararıyla memurluktan ihraç edilmeleri sosyal problemleri de peşinden getirmiştir. Bunların tekrar işe döndürülmesi ve mevcut mümeyyiz ile kâtiplerden yaş itibariyle eğitilmeye müsait olanlar için bir Mâliye Mektebi açılmasıyla nitelikli memur bulma sorunu çözülebilecektir.[13]  

Bu çerçevede açılması planlanan Mâliye Mektebi için hazırlanan nizamname layihasında okulun özellikleri Tablo 1’de özetlenmiştir. Nizamname taslağının tam metni Ek:1’de verilmiştir.

Tablo 1– Kurulması Öngörülen Mâliye Mektebi’nin Özellikleri-11 Ocak 1909
Öğrenim süresiÜç yıl
Öğrenim dönemiBir yıl [Ağustos başı (M. 14 Ağustos)- Haziran 15’i (M. 28 Haziran] Takip eden 15 gün sınav dönemi
Öğrenci sayısıHer sınıfta 120 öğrenci
Öğrenci adaylarıMâliye Nezâreti kalemleri ile Dîvân-ı Muhâsebat’da görevli mümeyyiz ve kâtiplerden yaşı 35’i geçmemiş olanlar devam etmek zorunda. Bunlar arasında çekilecek kura ile ilk grup 1. yılda, ikinci grup 2. yılda ve üçüncü grup 3. yılda eğitime devam edecek
DerslerHaftada toplam 12 saat üzerinden yıllara göre verilecek dersler ve saatleri: – Hesap ve cebir [Matematik] (ilk iki sene haftada 2’şer saat) – Usûl-i defterî [Muhasebe] (ilk sene haftada 2’şer saat 2. sene 1’er saat) – İlm-i İktisad [İktisat] (ilk sene haftada 2’şer saat, 2. ve 3. senelerde 1’er saat) – Usûl-i Mâliye [Maliye] (2. sene haftada 1’er saat, 3. sene 2’şer saat) – Nizâmat-ı Mâliye [Mali Kanunlar-Düzenlemeler] (2. sene haftada 1’er saat, 3. sene 2’şer saat) – İhsaiyat [İstatistik] (3. sene hafta 2’şer saat) – İngilizce ve Fransızca (1. ve 2. senelerde haftada 6’şar saat, son sene 5’er saat)
Ders GeçmeSınavlarda tam not 10, geçme notu asgari 5’tir. Derslerden geçer not alınmaması halinde sınıf tekrar edilecek, tekrar başarısız olunması halinde öğrencinin kaydı silinecektir. Mezuniyet sınavında geçerli not alamayanlara mektebe devam etmeksizin 2 ay aralıkla iki defa sınav hakkı verilecektir. Üç defa geçer not alınamaması halinde mezuniyet diploması verilmeyecektir. Dinleyici olarak katılanlara devam ettikleri süreye gösteren bir tasdikname verilecektir. Yabancı dil mezuniyet sınavında mali konulara dair 500 kelimelik Türkçeden tahsil edilen dile ve tahsil edilen dilden Türkçeye çeviri ile tahsil edilen dilde 10 dakika karşılıklı konuşma yaptırılacaktır.

Kaynak: BEO, nr. 3471-260296, lef 2, 17 Zilhicce 1326/10 Ocak 1909.

Üç yıllık bir eğitimin öngörüldüğü mektepte her sınıfa 120 öğrencinin devam edeceği belirtilmiştir. Nizamname taslağının ikinci maddesinde yer alan bu ifade çok açık olmamakla birlikte bunun farklı şubelere ait öğrenci sayısı olmadığı, birinci, ikinci ve üçüncü sınıfların toplam sayısına işaret ettiği tahmin edilmektedir. Diğer bir ifade ile eğitime başlanılan her yıl 40 öğrenci alınacak birinci, ikinci ve üçüncü sınıfların hepsi birlikte 120 öğrenci olacaktır.    

Mektebin ders ve sınav takvimi her yıl Ağustos ayı başı ila takip eden senenin Haziran ayının ortasına kadar devam edecektir. Bu tarihler miladi tarih olmayıp Rumi takvime göre belirlenen tarihlerdir. Genel takvim bu şekilde olmakla birlikte eğitime bu tarihte başlanması zor olacağından ilk sene eğitime R. (Rumi) 1325 yılı Mart ayı başında (14 Mart 1909) başlanılacak ve Haziran ayı ortasına (28 Haziran 1909) kadar devam edilecektir (md.1). Cuma günleri, Ramazan ve Kurban bayramları ile resmi tatil günlerinde mektep tatile girecektir. Bunun haricinde öğrenim döneminde derslere öğleden üç saat önce başlanarak 1 saat devam edilecektir. İkinci ders var ise, çeyrek saat aradan sonra bir saat daha ders işlenecektir (md.5).

İlk senelerde öğrenime hak kazanan adaylardan devam etmek istemeyenler bu haklarını devam mecburiyeti olanlar dışında birine terk etmeleri halinde bu talepleri kabul olunacaktır. Yine yaş şartını tutturamayan nezaret ve Dîvân-ı Muhâsebat memurlarından başka nezaretlerde çalışanların devamının sağlanması ancak sınıf mevcudunda eksiklik olması haline mümkün olabilecektir. Bu durumların haricinde yeterli katılımın sağlanamaması halinde dışarıdan Mekteb-i Sultânî ve başkent ile taşrada bulunan idadilerden mezun olanlar mektebe kabul edilebilecektir (md. 2). Bunların dışında görevden azledilip tayin olunmayı bekleyen başkentteki memurlar istemeleri halinde derslere dinleyici olarak devam edebileceklerdir (md.3).[14]

Tablo 1’de sayılan derslerin bazılarının içerikleri konusunda nizamname taslağında bilgiler verilmiştir. Hesap ve cebir dersinde ilk sene hesap, ikinci sene cebir öğretilecektir. Bu dersin mali konularla doğrudan ilişkili kısımlarının öğretilmesine dikkat edilecektir. Usûl-ı Mâliye dersinde vergilerin tarh ve tahsilinden, masraf çeşitleri, borç itfasına ilişkin nazari bilgiler ile bütçenin düzenleme yöntemleri ve uygulanmasına kadar muhtelif konular ele alınacaktır. Nizâmat-ı Mâliye dersinde ise mal memurlarıyla ilgili bütün düzenlemeler öz bir şekilde, önemli görülenler ise ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Öğrenciler iki kısma ayrılarak İngilizce ve Fransızca dillerinden biri öğretilecektir. Ancak çift halinde başvuranların biri İngilizceye diğeri Fransızcaya kaydedilirken, kendisine eş bulamayanların katılacakları ders kura ile belirlenecektir. Yabancı dil dersleri nazari ve uygulamalı şekilde işlenecektir.  Üç yıllık eğitim süresince görülecek derslerle ilgili olarak mektebin müdürü ve hocalarının yanı sıra ihtisas sahibi dört kişiden oluşacak komisyon kapsamlı bir program hazırlayarak Maliye nazırının onayına sunacaklardır. Programda tadilat yapabilmek, en az bir hocanın teklifte bulunması ve bunun komisyon tarafından kabul edilmesi halinde mümkün olabilecektir (md. 6). Mektep mezunları nezaret içindeki terfi ve tayinlerde öncelik hakkına sahip olacaklardır (md. 11). Diğer bir husus mektebin açılmasından iki sene sonra en son giren öğrencilerin derslerini tamamlamalarının ardından ilgasına karar verilirse ya da sadece Mekteb-i Sultânî ve diğer idadi mezunlarından başvuranların öğrenci olarak kabul edilecekleri bir okul haline dönüştürülmesi durumu oluşursa bu seçenek ayrıca değerlendirilecektir (md. 12). Taslağın son maddesinde nizamnamenin icrasına Mâliye Nezâreti’nin yetkili olacağı belirtilmiştir.

Taslakta listelenen dersleri sunacak hocalara verilecek ücretler konusuna dair düzenlemeler de yapılmıştır. Burada Usûl-ı Mâliye, Nizâmat-ı Mâliye, İhsaiyat dersleri ile 3. sınıfta verilecek iktisat ve yabancı dil dersi hocalarına her bir ders için 75, diğer hocalara ise 50 kuruş ücret ödeneceği ifade edilmiştir. Mektep müdürlüğü Mâliye Nezâreti bürokratlarından birine tevdi edilecek, görevi karşılığında kendisine aylık 1.000 kuruş ücret ödenecektir. Okulda görev yapacak kâtip için aylık 500 kuruş, odacı için 250 kuruşluk bir ücret öngörülmüştür (md. 10). Mektep müdürü, hocalar, kâtip ve odacı için 1325 mali yılı (Mart 1909 –Şubat 1910) için ayrılan tahsisat toplamı aylık 5.350 kuruş, yıllık ise 64.200 kuruştur. Bu rakama dershane, müdür ve hocaların odaları için gelecek yıl bütçesinden karşılanacak olan 8.500 kuruşluk tesis masrafları eklendiğinde toplam rakam 72.700 kuruşa ulaşmaktadır.[15]

Maliye Nezareti’nin tezkeresi ve ekindeki nizamname layihası hızlı bir şekilde Babıali’ye, oradan da Meclis-i Mahsus’a sevk edilerek aynı gün zabıtnamesi hazırlanmış ve Meclis-i Vükela gündemine alınarak tartışılmıştır. Önerildiği şekliyle adı geçen mektebin açılmasının uygun görüldüğü, nizamname taslağının okulun iç işlerini düzenlediği belirtilerek buna göre mektebin unvanının tashih edilmesi hususunda nezarete cevap verilmesine karar verilmiştir. Bu karar Sadrazamlık Mektûbi Kalemi’nin 13 Ocak 1909 tarihli yazısıyla Mâliye Nezâreti’ne bildirilmiştir.[16] Mâliye Mektebi’nin açılacağına ilişkin haberler kısa sürede Osmanlı basınına yansımıştır. Tanin Gazetesi’nin 18 Ocak 1909 tarihli nüshasında Mâliye Mektebi başlığı ile Meclis-i Vükelâ kararı genel hatlarıyla kamuoyuna duyurulmuştur.[17]

Maliye Mektebi’nin Açılması

Mektebin belirtilen tarihte eğitime başlayamadığı, hatta bunun bayağı geciktiğini basına yansıyan haberlerden anlıyoruz. Tanin’in 13 Ocak 1910 tarihli nüshasında yer alan bilgiye göre Maliye Mektebi’nin yakında açılacağından bahsedilmiş, şubeleri ve eğitim süreleri hakkında bilgiler verilmiştir. Hatta haberde nezaretçe kapsamlı bir program üzerinde çalışıldığı belirtilmiştir.[18] Bu bilgiler bize 1909 nizamname taslağında düzenlenen mektebin farklı bir şekle dönüştüğünü haber verir gibidir.

Sabah Gazetesi’nin 2 Mart 1910 tarihli nüshasında Maliye Mektebi için hazırlanan nizamname taslağından neden vazgeçildiği ve yeni hazırlanan programın ana hatları yer almıştır. Habere göre eski program nezaret memurlarından Mekteb-i Mülkiye mezunu Selim Bey tarafından teklif edilmiş, nezaret tarafından uygun görülerek mektep için gerekli tahsisat bütçeye konulmuştur. Bu gelişmelere rağmen söz konusu program yeterli görülmeyerek yine Mekteb-i Mülkiye mezunu memurlardan Osman Kemal Bey’e yeni bir program hazırlama görevi verilmiştir. Adı geçen kişi tarafından hazırlanan program Mâliye Nezâreti müşaviri Mösyö Loran’ın uygun görmesi üzerine Mehmed Cavid Bey tarafından onaylanmıştır.[19]

Eğitime başlanılmasından birkaç gün önce basına yansıyan talimatnameye bakıldığında mektebin  ilk kurulması düşünülenden oldukça farklı bir yapıya dönüştürüldüğü görülmektedir. En büyük değişiklik farklı tahsil süreleri olan üç şubenin oluşturulması, bu şubelere kabul edilecek öğrenciler için yaş, sınıf geçme ve devam gibi şartların belirlenmiş olmasıdır.  Önceki nizamname taslağı ile ortak özelliği ise mezunların istihdamında görünmektedir. Zaten mektebin amacı “muktedir maliye memuru” yetiştirmek olduğundan şubelerden mezun olanların nezaret bünyesinde istihdam edilmesi ya da mevcut çalışanların daha üst yönetici mevkilerine ilerletilmesi amaçlanmaktadır. Mâliye Mektebi, Tahrir-i Emlak, Mal ve Hazine olmak üzere üç şubeden oluşacaktır.[20]

Öğrenim süresi 6 ay olan Tahrir-i Emlak şubesinin temel amacı emlak tahriri yapacak memurları yetiştirmektir. Adaylar sınav yoluyla alınacak, dershanenin alacağı sayıda ve müracaat sırasıyla kabul edilecektir. Öğrencilere İlm-i Hesab (Matematik), Hendese (Geometri) ve Kitabet (Yazma) olmak üzere üç ders okutulacaktır. Eğitim sonunda özel bir komisyon tarafından yapılan sınavı geçenlere vergi tahrir memurluğu yapabileceklerine dair diploma verilecektir. Mezunlar Mâliye Nezâreti’nde bu eğitimi almayan diğer adaylara göre öncelik (rüçhan) hakkına sahip olacak, teklif edilen memuriyeti iki defa reddedenler bu haklarından vazgeçmiş sayılacaklardır (md. 2).

 Mal şubesinin temel amacı mal müdürleri ve tahsil memurları yetiştirmenin yanı sıra muhasebeci, tahsil müdürü veya bunlara eşdeğer memurlar yetiştirilmesidir.  Mal müdürü ve tahsil memuru olmak için bir yıllık, diğer grup için iki yıllık eğitim süresi öngörülmüştür. Şubeye girebilmek için herhangi bir şart aranmamış, yalnız eğitime devam edebilmek için bazı eşikler konulmuştur. Buna göre eğitime başlanılmasının üzerinden 3 ay geçtikten sonra bir sınav yapılarak öğrencilerin bilgi ve birikimlerinin yeterli olup olmadıkları test edilecek, sınavı geçemeyenler mektebe bir daha kabul edilmemek üzere atılacaktır.  Öğrenciler ilk sene İlm-i Hesab, Muâmelât-ı Hesabiye, Teşkîlât-ı Mâliyenin Esasları-Tekâlifin Tarh, Tahsil ve Tayini, Kitâbet, Fransızca (seçmeli) olmak üzere 5 ders alacaklardır. İkinci seneye devam etmek isteyenler için Fransızca zorunlu olacaktır. Birinci sene sonunda özel bir komisyon huzurunda yapılacak sınav sonuçlarına göre başarısız öğrenciler mektepten atılacak, başarılı olanlardan ikinci seneye devam etmeyecekler mal müdürü veya tahsil memuru olmak üzere ayrılacaklardır. İkinci yıl eğitime devam etmek isteyenler Muhâsebe-i Umûmiye-i Mâliye, Hukuk-ı İdare ve Teşkîlât-ı İdâre, İlm-i İktisad-İhsaiyat, Osmanlı Devleti’nde tahsil edilen tekalifin tarh ve cibayeti, Osmanlı ve komşu devletler coğrafyası, II. Mahmud’tan itibaren Osmanlı tarihi, Kitâbet ve Fransızca olmak üzere 8 ders alacaklardır. İlk senenin sonunda olduğu gibi öğrenciler sınava girecek, geçenler sayılan memuriyetler için ayrılacaklardır. Geçemeyenler ise birinci sene mezunu gibi sayılarak birinci sınıf öğrencileriyle birlikte tekrar sınava girme hakkına sahip olacaklardır (md.3, 4 ve 5). Mal şubesi öğrencilerini diğerlerinden ayıran önemli bir fark, bunlardan birinci ve ikinci sene eğitime başlarken bunlardan sırasıyla 2 ve 3 Osmanlı lirası teminat alınacak olmasıdır. Eğer öğrenciler mezun olduktan sonra nezaretçe teklif edilecek memuriyetleri kabul etmez iseler bu tutarlar eğitim ücreti olarak hazineye gelir kaydedilecektir. Gerek ilk gerekse iki seneyi tamamlayan öğrenciler için bir liste tanzim edilecek, bunlar tayinlerde mutlak bir hakka sahip olacaklardır. Bu kişilere teklif edilmeden dışarıdan başka kimseler bu pozisyonlara aday gösterilemeyecektir. Kendilerine teklif edilen görevi kabul etmeyenler o sene tayin hakkından mahrum kalacak, üç defa kabul etmeyenlerin adları listeden silinecektir (md. 6, 7 ve 8).

Hazine şubesi Mâliye Nezâreti memurları ile bu nezaretle doğrudan ya da dolaylı ilişkili bulunan nezaretlerin memurlarının kabul edileceği bir şubedir. Bunlar bir taraftan memuriyetlerine devam ederken diğer taraftan öğrenci olarak dersleri takip edecektir. Bu şubenin temel amacı öğrencilerin maliye ile ilgili bilgi ve uygulamaların üst düzeye çıkarılmasıdır. Öğretim süresi 2 yıl olan bu şubede öğrencilere ilk sene Riyâziyat, Muâmele-i Mütenevvia-yı Hesabiye, İlm-i İktisad-İhsaiyat, Hukuk-ı İdâre ve Teşkîlât-ı İdâre,  II. Mahmud’tan itibaren Osmanlı tarihi,  Osmanlı Devleti, Akdeniz ve Karadeniz havzaları coğrafyası ve Fransızca olmak üzere 7 ders okutulacaktır. İkinci sene ise Faiz Usulleri ve Amortisman Hesapları, MuhAsebe-i Umûmiyye-i Mâliye, Osmanlı Devleti’nde tahsil olunan tekâlifin tarh ve cibayeti, Osmanlı Devleti ve Yabancı Ülkelerde Bütçe Kanunları ve Hukuku, Hukuk-ı Esâsiyye(Anayasa Hukuku), Kapitülasyonlar, Kitâbet ve Fransızca olmak üzere 8 ders göreceklerdir. İki senenin sonunda yapılacak sınavı geçenlere diplomaları verilecek, yükselme ve ilerlemelerinde kendilerine kıdem (öncelik) hakkı sağlanacaktır. (md. 9, 10 ve 11)

Okulun açılmasına az bir süre kala müracaatların alınmaya başladığı, yine diğer nezaretlere –örneğin Harbiye Nezâreti- kâtiplerinden arzu edenlerin Mâliye Mektebi’ne devam edebileceklerine dair yazılar gönderilmiştir. Nezaret dışı dairelerden öğrenci kabulüne ilişkin diğer bir örnekte; Galata gümrüğü veznesi memurluğuna tayin olunan -ancak adı defterden çıkarılan- İbrahim’in bilgilerini ilerletebilmesi için tahsile kabulü Mâliye Nezâreti’nden rica edilmiştir. Gazetelerden 1910 yılı Nisan ayının sonlarına doğru başvuranların sayısının 600 kişiye ulaştığını öğreniyoruz. Bu arada okulun zamanında eğitime başlayamamasının nedenini de görebiliyoruz. Haber içeriğindeki mektep için gerekli tefrişin tamamlandığına dair ifade okulun eğitime başlayabilmesi için gerekli fiziki ortamın henüz hazırlanamadığını ortaya koymaktadır.[21] Tahrir şubesine alınacak öğrenciler 19 Mayıs 1910 Perşembe günü sınava alınmış, kazanan 30 kişinin isimleri (bazıları anonim olmak üzere) gazetelerde yayınlanmıştır.[22] Mektebin resmi açılışının ise 28 Mayıs 1910 Cumartesi günü yapılmasına karar verilmiştir. Bu çerçevede şubelerde okumaya hak kazananların belirtilen günde alafranga vakitle sabah saat 8’de mektepte hazır bulunmaları istenmiştir.[23] Belirlenen günde mektep törenle açılmış, nezaret görevlileri, hocalar ve öğrencilerin huzurunda protokol konuşmaları yapılmıştır. Açılışa katılamayan nazır Mehmed Cavid Bey’i temsilen, aynı zamanda okulda hocalık yapacak olan Mâliye müsteşarı Reşad Bey bir konuşma yapmıştır. Diğer konuşmacılar ise mektep müdürü Mustafa Zühdi Bey ile hocalardan Abdurrahman Vefik Bey’dir.[24]

 Okulun açılmasından önce mektebin müdürlüğüne Mustafa Zühdi (İnhan) Bey’in atandığını arşiv belgelerinden görebiliyoruz. Tam olarak hangi tarihte atandığına dair bir bilgimiz olmamasına karşın 27 Nisan 1910 tarihli bir yazıda Mâliye Mektebi müdürü Zühdi Bey’in Mustafa Kami Bey’in görevden ayrılmasıyla Mekteb-i Sultânî iktisat dersi hocalığına tayin edildiğini öğreniyoruz.[25] Yine Zühdi Bey’in 9 Ağustos 1910 tarihinde Anvers’de yapılacak uluslararası konferansa Osmanlı hükümeti adına katılması için izin istendiğini görüyoruz. Bu belgede Zühdi Bey aynı zamanda Mekteb-i Hukuk’ta iktisat hocası olarak kayıtlara geçmiştir.[26]

Mâliye Mektebi’nin Genişlemesi ve Sorunlar

Mâliye Mektebi resmi olarak açılmasına karşın ilk başta beklentilerin tam olarak karşılanamadığı anlaşılmaktadır. Özellikle Tahrir-i Emlâk şubesi sınıf mevcudunda istenilen sayının tutturulamaması üzerine 1910 yılı Temmuz ayı başlarında yeni bir sınıf açılmasına karar verilmiştir. Basın yoluyla yapılan duyuruda 11 Temmuz tarihinde alaturka vakitle saat 5’te Dârülfunun binasında sınav yapılacağı, başvurmak isteyen adayların kimlik belgeleriyle (tezkere-i Osmani) sınav günü saat 4’e kadar mektep yönetimine başvurabilecekleri belirtilmiştir. Adayların yarışacağı sınav konuları ise Hesab (adi kesir, ondalık kesir, oran/orantı ve bunlara ilişkin konular), Kitâbet (yazma) ve Hendese (basit bilgiler ve alan ölçümü, emlak-ı arazi ve temettü vergileri hakkında temel bilgiler) şeklinde sıralanmıştır.[27] Söz konusu sınava kaç adayın başvurduğu, kaçının sınavı kazandığı ve kimler olduğuna dair bilgimiz bulunmamaktadır. Ancak bu sınıfın eğitimi aynı yılın Kasım ayı içerisinde bitmiş, 19 Kasım 1910 günü bitirme sınavlarına başlanacağı belirtilerek öğrencilerin alafranga saat on buçukta şubede bulunmaları istenmiştir.[28] Gazete haberlerinden anlaşıldığına göre 1910 yılının sonlarına doğru Tahrir-i Emlâk sınıfının 3. devresi için yeni bir sınav yapılmış, sonuçlar Kasım ayı sonuna doğru açıklanarak sınavı geçen 69 kişinin isimleri ilan edilmiştir. Yeni öğrencilere, derslere 26 Kasım 1910 günü başlanacağı, bu nedenle ilan edilen saatte okulda bulunmaları konusunda duyuru yapılmıştır.[29]

Mâliye Mektebi’nin ilk ders yılına ilişkin olarak basında çıkan haberler genelde eğitim süresi diğer iki şubeye göre daha kısa olan Tahrir şubesiyle ilgilidir. Hâlihazırda memur kadrolarında bulunarak diğer iki şubeye devam edecek kişilere ilişkin bilgiler basına yansımamış görünmektedir. Arşiv belgelerinde de iki şubeye devam eden kişilerle ilgili bilgilere tesadüf edilmemiştir. Ancak ikinci öğretim yılına geçildiğinde iki sene eğitim sürelerine sahip Mal ile Hazine şubelerinin öğrenci sayılarının artacak olması yer sorununu gündeme getirmiş olmalıdır. Arşiv belgelerinde yer sorununun 1911 yılı boyunca devam etmesi bu ihtimali güçlendirmektedir.

Okulun mekân sorununun çözülebilmesi için ilk akla gelen yer mektep binasının altında bulunan ahırlardır. Mektep müdürlüğü tarafından hazırlanan müzekkerede ahırların başka yere taşınması, buranın iki dershane ve bir hademe odası haline dönüştürülmesi talep edilmiştir. Bu çerçevede bahsedilen mekânın fen heyetince keşfinin yapılması ve sonucunun bildirilmesi için Memûrin ve Levâzım Müdüriyeti’ne talimat verilmiştir. Mümkün olduğu derecede tasarruf kurallarına uyularak keşfin yapılması ve keşif defterinin hazırlanması için Oseb kalfa görevlendirilmiştir.[30] Fen heyetince gerekli keşif yapılmış ve bu konuda defter tanzim edilmiştir. Ahırların okula dâhil edilebilmesi için nezaret binasının yakınındaki marangozhanenin bitişiğindeki yere yeni ahırlar yapılması gündeme gelmiştir. Bu amaçla gerekli masrafın ortaya konulabilmesi için mimarlar tarafından bir çalışma yapılmıştır. Ahırların kaldırılarak belirlenen yere taşınması, mektep için yeni bir kapı yapılması vb. hususlarla ilgili bürokratik yazışmalar 1911 yılı Ekim ayına kadar devam etmiştir. [31] Ekim ayı başında nezaretten Babıali’ye gönderilen yazıda mektebin ikinci ders yılında gerekli yerlerin hazır hale getirilebilmesi için 20.480 kuruşluk (gümüş mecidiye 20 kuruş üzerinden) bir masrafa ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Ayrıca tamirat ve tadilatın mektebin ikinci ders yılı başlangıcı olarak belirlenen Ekim ayı başına kadar yetiştirilebilmesi için emaneten icrasına başlanıldığı belirtilerek konunun bir an önce Dîvân-ı Muhâsebat başkanlığına iletilmesi rica edilmiştir. Bu çerçevede nezaretin tezkeresi Meclis-i Vükelâ’da görüşülerek uygun görülmüş,  konunun ilgili yerlere iletildiğine dair Sadaret’ten Mâliye Nezâreti’ne cevap yazılmıştır.[32] Bu tamir ve tadilat girişiminin ne şekilde sonuçlandığına dair arşiv kayıtlarından bir bilgi edinemiyoruz.

Mektebin eğitime başladığını, bir taraftan da okutulacak derslere ilişkin bazı eserlerin yayınlanmaya başlandığını görüyoruz. Buna dair ilk örnek Mâliye Mektebi hocalarından, aynı zamanda Islâhat-ı Mâliye Komisyonu üyesi Abdurrahman Vefik Bey’in Tekâlif Kavâidi başlıklı meşhur eseridir. Osmanlı Devleti’nde bu tarihe kadar uygulamaya konulan tüm vergilerin tarihi gelişimiyle birlikte işlendiği bu eserin tanıtım reklamı Tanin Gazetesi’nin 5 Temmuz 1911 tarihli nüshasından yayınlanmıştır. Reklamda Mâliye Mektebi uygulamayı bilen mal memurları yetiştirmek için kurulan bir okul olarak tanımlanmıştır.[33] Mâliye Mektebi hocalarının yazdığı ders kitaplarına daha sonra değinilecektir.

Ağustos ayı sonuna gelindiğinde 1911-1912 öğretim yılı (R.1327-1328) başvuruları için bir duyuru yayınlanmıştır. İlanda dikkat çeken husus mektep için 1910 yılında hazırlanan talimattan bazı farklılıklar içermesidir. Örneğin başvuru yapılacak şubeler için yaş sınırları, günlük ders saatleri ve bunların yapılacağı vakitlere dair bilgiler verilmiştir. Bu çerçevede Tahrir sınıfı için günlük ders 1 saat olup bu şubeye başvuru yapacak adayların asgari 16 azami 30 yaşında olması gerekmektedir.  Adayların sınavla alınacağı belirtilmekle birlikte gazete ilanında talimattan farklı olarak herhangi bir mezuniyet şartına değinilmemiştir. Benzer şekilde Mal şubesine kabulde de bazı farklılıkların olduğu göze çarpmaktadır. Mesela bu şube için mektep talimatnamesinde (1910) mezuniyet şartına dair bir bilgi verilmemişken ilanda bu şubeye başvuranların idadilerden, Mekteb-i Sultânî ve Dârüşşafaka gibi okullardan mezun olma şartı konulmuştur. Yaş sınırı asgari 17, azami 30 olup başvuru alınacak sayıdan fazla olursa adaylar sınav yoluyla seçilecektir. Sınav yapılacak dersler ise Matematik (hesap, hendese ve cebir), Doğal Bilimler (yaratılış/oluş tarihi, felsefe/hikmet, kimya), yazı yazma ve kompozisyon olarak sayılmıştır. Hazine şubesine başvuracak memurların yaşı 35’i aşmayacak olup resmi mesai başlangıcından önce 1 saat ders işlenecektir. Kabul edileceklerin sayısı sınıf kapasitesi ile sınırlanmıştır. Başvurular 5 Ağustos -2 Eylül 1911 tarihleri arasında yapılacak, bu tarihten sonra yapılacak başvurular dikkate alınmayacaktır. Mektebe başvuru için gerekli evrakların sayısı da artmış görünmektedir. Adaylar başvuru yapacakları şubeleri belirterek nezarete hitaben bir dilekçe verecekler ve mektepten verilecek matbu formu dolduracaklardır. Bunun yanı sıra kimlik belgesi, diploma ve iki adet fotoğrafla okul idaresine başvuracaklardır. Bunları sunamayan adayların başvuruları ve belirlenen tarihte sınava gelmeyenlerin mazereti hiçbir şekilde kabul edilmeyecektir.[34]

Burada verilen bilgiler 1910 yılı mektep talimatnamesinde bazı değişikliklere gidildiğini göstermektedir. Özellikle Mal şubesi için getirilen mezuniyet şartının ileride mektebin yüksekokul derecesine geçmesinde kritik öneme sahip olacaktır. Bu konuya ilerleyen satırlarda yer verilecektir. Tahrir sınıfı için yapılan sınavda başarı gösteren 40 öğrencinin isimleri ve derslere başlangıç tarihi (21 Ekim 1911) basın yoluyla ilan edilmiş, Tanin Gazetesi’nin 16 Ekim 1911 tarihli nüshasında duyurulmuş, belirtilen günde öğleden sonra saat 5’te mektepte bulunmaları istenmiştir.[35]

Mektebin Pozisyonuna İlişkin Sorunlar

İkinci ders yılının başlamasıyla birlikte tüm sene, hatta takip eden öğretim dönemi boyunca devam edecek sorunlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri önceki seneden devam eden okulun artan öğrenci sayısıyla birlikte fiziksel olarak genişlemesinden kaynaklı inşaat, tadil ve tamir sorunudur. Diğer önemli bir sorun ise mektebin üç şubeli birbirinden farklı özelliklere sahip eğitim yapısıdır.

1911 yılı sonlarından itibaren mekteple ilgili gündeme getirilen hususlardan biri okulun Maârif Nezâreti açısından ne tür bir eğitim kurumu olduğu konusudur. Okulun mevcut üç şubeli, farklı eğitim süreleri içeren organizasyonu kafalarda soru işaretleri doğurmuştur. Okul bir taraftan Mâliye Nezâreti ve ilgili kurumlarda çalışanlar arasından öğrenci aldığı gibi dışarıdan da idadi mezunu öğrenci alabilmektedir. Ancak mektebin mevcut talimatnamesine göre tüm şubelere kabul edilecek adaylar için idadi mezunu olma şartı aranmamaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere 1910 talimatnamesinde sadece Mal –yeni adıyla Mâliye- şubesi için yapıldığı anlaşılan değişiklikle bu şube için dışarıdan alınacak öğrencilerde idadi mezunu olma şartı aranmaya başlamıştır. Mâliye Nezâreti ve ilgili kurumlardaki 35 yaşını aşmamış çalışanların katılabileceği Hazine şubesi için bu tür bir şart belirtilmemiştir. Bunun yanı sıra Tahrir sınıfının eğitim süresinin 6 ay, Mal şubesinin 1 ve 2 sene, Hazîne şubesinin ise 2 senelik eğitim sürelerinin olması ve mezun olan öğrencilere farklı farklı diplomalar verilmesi de kafa karıştırıcıdır. Mektepte hem uygulamaya hem de nazariyata (teoriye) ağırlık veren, hem meslek lisesi hem yüksekokul düzeyinde eğitim verilmesi doğal bir durum olmakla birlikte okulun Maârif Nezâreti açısından konumu belirsizlik yaratmıştır.

Bu konuya ilişkin ilk temas 1911 yılı sonlarında Mâliye Nezâreti tarafından Maârif Nezâreti’ne gönderilen bir yazıyla başlamıştır. Yazıda Maliye Mektebi’nde okutulmakta olan derslerin aslında “mekteb-i âlî/yüksekokul” programları ölçüsünde olduğu, bu nedenle mektebin yüksekokul sayılması gerektiğinden bahsedilmiştir. Yazının ekine de üç şubede de okutulan dersler ve hocalarının isimlerini gösteren bir liste eklenerek Mâliye Mektebi’nin yüksekokullar arasına katılması için gerekli işlemlerin yapılması talep edilmiştir.[36] Mâliye Nezâreti’nin yazı ve ekleri Meclis-i Kebîr-i Maârif’te incelenmiş, verilen dersler itibariyle yüksekokul okul olduğu ve bunun için gerekli işlemlerin yapılması ve ilgili nezarete bilgi verilmesi amacıyla Tedrîsât-ı Âliye İdaresi’ne gönderilmiştir.[37] İlgili birimin Mâliye Nezâreti’ne verdiği cevapta, yüksekokulların 7 senelik idadi (lise) mezunlarının veya bu liseler tarafından yapılan sınavları geçenlere verilen diplomalara sahip olanların girdiği okullar olduğu belirtilmiştir. Bu sebeple, Mâliye Mektebi’nin yüksekokul sayılabilmesi için öncelikle mektebe giriş şartlarının neler olduğunun yazılması, bu hususta bir mektep talimatnamesi varsa gönderilmesi talep edilmiştir.[38] Maârif Nezâreti’nin istediği bilgiler kısa süre içerisinde iletilmiştir(Ek:3). Nihayetinde adı geçen nezaretten alınan cevap Mâliye Mektebi’nin yüksekokul olarak sayılması için bir çözüm üretmemiş, konu başka yerlere havale edilmiştir. Mâliye Nezâreti’ne verilen cevapta özetle adı geçen mektebin Maârif Nezâreti ile bir ilişiği olmadığı ve bu okula derece tayinin kendi görev sahalarında bulunmadığı, bunun için Dâhiliye Nezâreti’ne bağlı olan Mekteb-i Mülkiye gibi Maârif-i Umûmiyye Kanunu’na özel bir madde eklenmesi önerilmiştir. Bu çerçevede Mâliye Mektebi’nin derecesi ile ilgili bir özel nizamname hazırlanarak bunun Meclis-i Vükelâ’da tasdik ettirilmesinin de mümkün olduğu belirtilmiştir.[39]

Bunun cevap üzerine konu Şura-yı Devlet’e taşınarak, Maârif, Nâfıa ve Mâliye dairelerinde incelenmiştir. Buna göre Mâliye Nezâeti tarafından hazırlanan tezkerede okula kabul olunan adayların “tahsîlî tâliyi” tamamlamalarının şart kılınmış olduğu belirtilmekle birlikte mektep talimatnamesinde üç şubeden Mâliye şubesi dışında kalan diğer şubelere dâhil olacak öğrenciler için bu şartın bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle tüm şubeler için idadi diploması olan veya o derecede bilgisinin bulunduğunun sınavla ispat edilmesine yönelik şartın talimatnameye konulmaması durumunda talebin uygun görülmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu eksikliğin giderilmesi durumunda talep kabul edilebilecektir.[40] Bunun üzerine Mâliye Nezâreti strateji değiştirerek şartları uyan Mâliye şubesinin diğer şubelerden ayrılarak yüksekokul olarak tayin edilmesi talebinde bulunmuştur. Buna gerekçe olarak bu şubenin Mâliye Nezâreti memurlarının kaynağı olması gösterilmiştir. Nezaretin bu talebi Şura-yı Devlet tarafından uygun bulunmuş, bu konuda Maârif, Mâliye ve Harbiye nezaretlerine bilgi verilmesi istenmiştir. Verilen karar iradesi alınmak üzere Babıali’ye gönderilmiştir.[41] Henüz irade alınmadan Şura-yı Devlet kararıyla ilgili olarak Maârif Nezâreti’ne yapılan bildirime buradan muhalefet edilmiştir.[42]

Mâliye Mektebi’nin kuruluşundan itibaren yaşadığı önemli bir sorun mektep için gerekli eğitim ortamının oluşturulmasına yönelik tamir ve tadilat işleridir. Daha önce de bahsedildiği gibi bu sorunlar okulun açılmasını geciktirdiği gibi artan öğrenci sayısına paralel olarak devam etmiştir. Son olarak mektebin altındaki ahırların taşınarak buranın okula dâhil edilmek istendiğini biliyoruz. Muhtemelen bu inşaat faaliyetinin bir sonucu olarak 1912 yılında da bu tür işler devam etmiş görünüyor. Arşiv belgelerinden görebildiğimiz kadarıyla önceki yıldaki inşaat işleri bitmiş, ayrıca okulun bulunduğu yere emekli, dul ve yetimlere ödeme yapacak bir vezne açılmıştır. İnşaat faaliyetinin devamı olarak mektebe bir motorlu yangın tulumbası satın alınmasına karar verilmiştir. Bu sırada söz konusu inşaat faaliyetlerinden sorumlu heyet-i fenniye biriminin haberi olmaksızın levazım birimi tarafından alınarak mektebin avlusunda yığılan inşaat malzemesi sorun yaratmıştır. Söz konusu malzeme yapılacak kapı ile maaş ödemelerinin yapılacağı yer için devam eden inşaata kullanılacaktır. Bu yığıntılar maaş almak için gelen geçene zorluk çıkarmakta, kırılmakta ve çirkin bir görüntü oluşmaktadır. Bu çirkin görüntünün ortadan kaldırılması heyet-i fenniye ile levazım idaresi arasında uzun süreli bürokratik yazışmaya konu olması nedeniyle ilginçtir. Nihayetinde bu yığıntının bir kısmının yakılacak ağaç parçalarından oluştuğu, kalan toprağın ise taşıma maliyeti çıkarılarak ortadan kaldırılması yoluna gidilmiştir.[43] 

Moloz yığınının kaldırılmasına ilişkin sorunun bitmesine yakın bu defa mektebin üstüne ilave edilen katta bazı eksiklikler görülmüş ve bunların giderilmesi talebiyle mektep müdürlüğünden Emlâk-ı Emîriyye Müdürlüğü’ne bir yazı gönderilmiştir. Söz konusu masraf tadil edilecek üst kat tavanlarının boyası ve duvarların sıvasını içermektedir. Bu tür bir tadilat işine girişilmişken mektebe geçen sene yapılması planlanıp kalan alt kat tavanlarının boyanması ve duvarlarının badanalanması, Terkos su borusu döşenmesi, talebe ve mektep kütüphanesi için gerekli odaların da yapılması talep edilmiştir. Ayrıca yangın tulumbası işinin de bu çerçevede halledilmesi istenmiştir. Bu eksiklikler nedeniyle pejmürde bir halde bulunan mektebe bir çeki düzen verilmesi ve çekilen müşkülatın sona erdirilmesi için fen heyetine keşif yaptırılmıştır. Fen heyetinin yaptığı tahmine göre gerekli rakam –bir mecidiye 19 kuruş üzerinden- 10.983 kuruş olarak hesaplanmıştır.[44] Konuyla ilgili arşiv belgelerinden anlaşıldığı kadarıyla mektebin üst katının tadilatı bazı aksaklıkların yaşanması nedeniyle 1913 yılında da tamamlanamamıştır.[45]

Mektep yönetimi ve nezaretin ilgili birimleri bu sorunlarla uğraşırken 3. öğretim döneminin hazırlıklarına başlama tarihi de gelmiştir. Bu çerçevede önceki öğretim yılı öncesinde olduğu gibi basın yoluyla okulun hangi şubelerden oluştuğu, giriş şartları, yapılacak sınavlar ve kazanan adaylardan istenen belgeler kamuoyuna duyurulmuştur. Bu defa ilanlarda dikkat çeken husus mektebin Mâliye şubesinin yüksekokullar arasına katıldığına ve mezunlarının da bu tip okulların mezunlarına sağlanan kanuni imtiyazlardan yararlanacağına dair ifadelerdir. Mâliye ve Hâzine şubeleri için kayıtlar 31 Ağustos 1912 Cumartesi gününden itibaren başlayacaktır. Tahrir şubesi[46] için şimdilik kayıt yapılmayacaktır. Önceki yıla göre öğrencilerden istenen belgeler biraz daha artmıştır. Aşı belgesi, tahsile engel bir durumunun olmadığına dair doktor raporu, Hazîne şubesine devam edeceklerin ilgili dairelerinden devam edeceklerine dair onay kayıt sırasında sunulacak diğer belgeler olarak sıralanmıştır.[47]

Yeni eğitim dönemine ilişkin hazırlıklar sürerken Mâliye ile Tahrir ve Tahsil şubesi mezunlarına bir davet yapılarak grup fotoğrafı çekilmek üzere 7 Ağustos 1912 Çarşamba günü öğleden sonra saat üçte mektepte bulunmaları istenmiştir.[48] Okula kayıtların ve yeni öğretim yılının 28 Eylül 1912 tarihinde başlayacağı öğrencilere duyurularak, Hazîne şubesinde eğitime başlayacakların sabah saat sekiz buçukta okulda hazır bulunmaları istenmiştir. Mâliye şubesi öğrencileri ise saat onda hazır bulunacaklar, aynı gün önceki dönem derslerinden kalan öğrencilerin ikmal sınavlarına başlanacaktır. Belirlenen saatte okulda bulunmayan öğrencilerin mazeretleri kabul edilmeyecektir. [49]

1913 yılında Dârülfünun Hukuk Mektebi şubesinin Mâliye Mektebi’nde eğitimlerine devam edebilmesi için girişimde bulunulmuştur. Bunun nedeni adı geçen mektebin iki sınıfında öğrenci sayısının azlığı olup eğitimlerine devam edebilmelerinin sağlanabilmesidir. Bu konuda Maârif Nezâreti tarafından Mâliye Nezâreti’ne bir yazı gönderilmiştir. Bu talebi olumlu karşılayabilmek arzu edilmekle birlikte Mâliye Mektebi’nin mühendisler tarafından yapılan keşif sonucu Hukuk Mektebi öğrencilerinin eğitime devam edebilmelerine uygun yer ve ortamın bulunmadığı yönünde cevap verilmiştir.[50] Dârülfünun’dan gelen diğer bir talep ise Mâliye Mektebi’nde coğrafya dersi veren Safvet Bey’in taşraya gitmesi nedeniyle bu derse vekâleten aynı zamanda İstanbul sultanisi coğrafya hocası Sabri Bey’in tayiniyle ilgilidir.[51] Bu yılın Mayıs ayında aynı zamanda Ticâret Mektebi Âlîsi’nde Usûl-ı Mâliye ve İhsaiyat dersi hocalığı yapan Mâliye Mektebi müdürü Zühdi Bey Bursa’da bulunan ailesini getirmek için Mâliye Nezâreti’nden bir haftalık izin talep etmiştir.[52]

Mektebin dördüncü öğrenim döneminin yaklaşmasıyla önceki yıllarda olduğu gibi öğrencilere yönelik duyurular basında yer almaya başlamıştır. Bu çerçevede Mâliye Mektebi müdürlüğünden yapılan duyuruda ikmal sınavlarının 6 Ekim 1913 Pazartesi gününden itibaren yapılacağı, ikmale kalmış öğrencilerin okulda bulunmaları istenmiştir. Belirlenen günde sınava katılmayan öğrencilerin mazeretleri kabul edilmeyeceği ve sınıf tekrarı yapmak zorunda kalacakları ikaz edilmiştir.[53] İkmal sınavlarının yapılmasının ardından yapılan iki duyuru ise Mâliye Mektebi’ne kabul şartları, kayıt zamanı, gerekli evraklar ve eğitime başlama tarihiyle ilgilidir. Bu ilanda dikkat çeken en önemli nokta Tahrir ve Tahsil şubesinin ardından Hazîne şubesine de öğrenci alımının durdurulmuş olmasıdır. Sadece yüksekokul statüsüne geçen Mâliye şubesine öğrenci alınacaktır. İlanda bu şubenin Mâliye Nezâreti’nin merkez ve taşra birimleri ile diğer devlet dairelerinin muhasebe birimleri ile Duyûn-ı Umûmiye Rüsûmat İdaresi’ne üstün ve yüksek tahsil donanımlı memurlar yetiştirmeye mahsus olduğu belirtilmiştir. Ayrıca ilanda maliyeciliği özel bir meslek olarak edinmek isteyen kimselerin müracaat etmeleri, bu emelde/arzuda olmayanların kendilerini kaydettirme zahmetinde bulunmamalarına dair ifadelere yer verilmesi ilginçtir. Kayıtlar 8 Ekim 1913 Çarşamba gününden başlayacak 21 Ekim 1913 tarihine kadar, her gün sabahları saat 9-12 arasında yapılabilecektir. Adaylardan istenilen evraklar bir önceki sene ile aynı olup kayıtların sonra erdiği gün eğitime başlanacaktır.[54] Eğitime 21 Ekim 1913 tarihinde başlanacağı bildirilmiş olmakla birlikte bu tarihin 15 Kasım 1913 olarak değiştirildiği bir sonraki ilandan anlaşılmaktadır. Mektep müdüriyetinden basın yoluyla yapılan duyuruda belirlenen günde sabah saat 9’da öğrencilerin mektepte hazır olmaları istenmiştir.[55]

Mâliye Mektebi’nin Kapanması

Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı 1914 yılında dördüncü öğretim yılı tamamlanmış, beşinci öğretim yılı için hazırlıklara başlanmıştır. Temmuz ayının sonuna doğru (28 Temmuz 1914) Avrupa’da savaş patlak vermiş, Osmanlı Devleti henüz savaşa dâhil olmadığından eğitim hazırlıkları devam etmiştir.  Ağustos ayı ortasına doğru hem Mâliye Mektebi hem de Mülkiye Mektebi’ne devam eden Necip Dehan vefat etmiş her iki mektep müdüriyeti birer taziye mesajı yayınlamıştır.[56] Vefat eden Necip Efendinin durumunda birden fazla mektebe devam eden öğrenciler bulunmaktadır. Örneğin, Mâliye Mektebi sınavını kazanan Mehmed Subhi Efendi aynı zamanda Mektebi Mülkiye’ye devam eden bir öğrencidir. Birinci sınıfta Osmanlı Tarihi dersini veremediğinden yeniden birinci sınıfı okumak yerine Mâliye Mektebi’ne devam etmek istediğini, kendisine bir tasdikname verilmesi hususunda Mekteb-i Mülkiye müdürlüğüne bir dilekçe vermiştir. Bunun nedeni kendisinin öğrenci olduğunun askeriyeye bildirilmesidir.[57]

Mâliye Mektebi müdürlüğü beşinci öğretim yılı için başvuru tarihi ve adaylardan istenilen belgeleri 1914 yılı Ekim ayı başında basın yoluyla kamuoyuna duyurmuştur. İlana göre eğitime Teşrinievvel ayının ilk gününde (14 Ekim 1914) başlanacaktır. Başvuru belgeleri önceki yılda istenen belgelerle aynıdır.[58] Okulda eğitime başlanılan tarih aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin savaşa girmeye yaklaştığı bir tarih olup iki hafta sonra (11 Kasım 1914) savaşa dâhil olunmuştur. Savaşın beşinci öğretim dönemini etkilediğine dair bir kayda rastlanmamakla birlikte Mâliye Mektebi’nin dönemi tamamladıktan sonra yeni öğretim dönemine yönelik bir girişimi olmamıştır. Bunun nedeni mektebin kapatılmasına karar verilmiş olmasıdır.

Bu kararı öğrendiğimiz arşiv belgesine göre Mâliye Mektebi 15 Eylül 1915 (2 Eylül 1331) tarihinden itibaren lağvedilerek İstanbul Dârülfünunu’na aktarılmıştır. Bu aktarımın kanuni gerekçesini ise 24 Ağustos 1331 (6 Eylül 1915) tarihli Maârif ve Mâliye nezaretleri bütçeleriyle ilgili çıkarılan bir muvakkat kanun oluşturmaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla bahsedilen geçici kanunla mektebin Dârülfünun’a aktarılmasıyla Mâliye Nezâreti 1331 yılı bütçesinin fasıl ve maddelerindeki mekteple ilgili tutarlar Maârif Nezâreti bütçesine aktarılmıştır.[59] Mektebin lağvedildiği bilgisi bir gün sonra müdür Zühdi Bey’e bir yazı ile bildirilmiş, kendisine Dârülfünun’da bir kürsü verileceği ifade edilmiştir. Ayrıca okuldaki hoca ve görevlilerin hizmetlerine son verildiğine dair bilginin tebliği ile mektebe ait bütün eşyanın Dârülfünun’a devir ve teslimine kadar muhafazasına itina gösterilmesi görevleri de kendisine verilmiştir.[60] Mâliye Nezâreti tarafından konuyla ilgili Maârif Nezâreti’ne bir yazı gönderilerek Mâliye Mektebi’nin 14 Eylül 1915 tarihi itibarıyla nezaretleriyle olan ilişkisinin sona erdiği, bu durumun mektep müdürlüğüne de tebliğ edildiği bilgisi verilmiştir. Maliye nazırı vekili adına müsteşar Aynîzade Hasan Tahsin imzasıyla gönderilen bu yazıda ayrıca diğer yüksekokullarda da hocalık yapan müdür Zühdi Bey ile yazıya ekli pusulada isimleri yazılı hocalar ve görevlilerin Dârülfünun’da yeni teşkil edilecek şubelerde görevlendirilmesinin uygun olacağı ifade edilmiştir. Mektebin demirbaş eşyası ile defter ve belgelerinin devriyle ilgili olarak Zühdi Bey ile levazım mümeyyizi Emin Bey’in görevlendirildiğinin bilgisinin bunları devir ve teslim alacak kişilere iletilmesi istenmiştir. Zühdi Bey’in yazısında son bir temenni olarak Mâliye Mektebi’nin kuruluşundan bugüne Mâliye Nezâreti daire ve şubelerine münhasır olarak üzere bilgili memur yetiştirme konusunda takdir edilecek bir hizmet verdiği, bundan böyle aynı katkının Dârülfünun’dan beklendiği ifade edilmiştir.[61]

Mâliye Mektebi’nin Dârülfünun’a devredilmesi mektebin birinci ve ikinci sınıflarında okuyan öğrencilerin de buraya naklini gerekmiştir. Bu çerçevede Dârülfünun’a devam edecek öğrencilerin intibak durumlarına ilişkin müdür Zühdi Bey tarafından Mâliye Nezâreti’ne bir yazı gönderilmiştir. Bu yazıda öğrencilerin Dârülfünun’un eşdeğer sınıflarına imtihansız geçebilmeleri ve açılacak Mâliye şubesinde tahsillerinin tamamlamalarının kararlaştırıldığı bilgisi verilmiştir. Bu çerçevede Zühdi Bey Mâliye Mektebi’nin birinci sınıfında görülen derslerin Hukuk Mektebi’nin ikinci sınıfına, ikinci sınıfta görülen derslerin de üçüncü sınıfa geçmeleri için yeterli olduğunu belirterek ilgili sınıflara kayıt olabilecekleri görüşünü ileri sürmüştür. Mâliye Mektebi’nin son sınıfını tamamlayanlara da diploma verilmesi uygun olacaktır. Bu yazıda belirtilen esaslar Maârif Nezâreti’ne gönderilmiştir.[62] Öğrencilerle ilgili gündeme gelen diğer konu Hukuk Mektebi’ne devam edecek Mâliye Mektebi öğrencilerinden ücret alınıp alınmayacağıyla ilgilidir. Bu hususa ilişkin yapılan yazışmaya göre nakledilen öğrencilerin de fakülte için yürürlükte olan nizamname gereğince gerekli ders ve giriş ücretlerini ödemeleri gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.[63]

Mâliye Mektebi’nden Hukuk Mektebi’ne geçen öğrencilerle ilgili bahsedilmesi gereken son bir husus ise bu mektebi bitirenlerden doktora eğitimine devam etmek isteyenlerin durumudur. Konu esasen Mülkiye ve Hukuk mekteplerini bitiren öğrencilerden bazılarının Hukuk Fakültesi doktora (müntehi) sınıfının siyasi, idari, mali ve adli kısımlarına devam etmek isteyenlerle ilgilidir. Konunun Mâliye Mektebi nakledilen öğrencileri ilgilendiren yanı bu okulun kapanmasından sonra Hukuk Mektebi’ne geçen ve buradan mezun olan öğrencilerin doktora sınıfına devam etmek istemeleridir. Konu önce sadece bu iki mektebin mezunları ile ilgili sorulmuşken sonradan Mâliye Mektebi kökenli olanlar da bu daireye dâhil edilmiştir. Nihayetinde mülga Mâliye Mektebi mezunlarının da doktorada idari ve mali şubelere başvurabilecekleri yönünde karar verilmiştir.[64] Bu şekilde Mâliye Mektebi’nin Mâliye şubesinde iki sene tahsil görüp Hukuk Mektebi’ne devam ederek mezun olan öğrencilerden biri olan Hüseyin Fehmi Efendi’nin ders notları örnek oluşturması açısından Ek 5’te verilmiştir.[65]

Zühdi Bey’in aynı tarihte nezarete hitaben kaleme aldığı ikinci bir yazıda ise Mâliye Mektebi kâtiplerinden Mahmud Cemal Efendi’nin de Dârülfünun’a tayini talep edilmiştir. Bu talebin nedeni adı geçen kişinin Mâliye Mektebi öğrencilerinin kayıtlarına vakıf ve oldukça çalışkan bir memur olmasıdır. Bu nedenle mektep öğrencilerinin aktarıldığı Hukuk Mektebi Mali kısmına naklen memur kılınması istirham edilmiştir. Bu talep Maârif Nezâreti’ne iletilmiştir.[66] 1915 yılı Ekim ayı başlarına gelindiğinde Mâliye Mektebi’nde bulunan demirbaş eşya gözden geçirilerek bir deftere kaydedilmiş, Maârif Nezareti yetkililerine devir işlemi gerçekleştirilmiştir. Devre konu listeye bakıldığında bunların daha çok mektep kütüphanesinde bulunan muhtelif eserler ve mecmualardan oluştuğu görülmektedir.[67] Devredilen eşyalar ile ilgili başka bir belgede ise öğrenci sıraları ve kitaplar ile bazı eşyanın Maârif Nezâreti’nin emriyle Mekteb-i Hukuk ve Üsküdar Sultânîsi’ne gönderildiği, kalanının ise İstanbul Vilayeti Hiref Mektebi müdürüne teslim edildiğinden bahsedilmektedir.[68]

Mâliye Tatbîkat Mektebi

Mâliye Mektebi’nin lağvedilerek hocaları, öğrencileri ve demirbaşlarıyla Dârülfünun Hukuk Mektebi’ne devredilmesiyle Mâliye Nezâreti bünyesindeki eğitim son bulmuş gibi görünmektedir. Oysa bu devir sonrasında nezaretin yeni bir mektep kurmaya giriştiğini öğreniyoruz. Mâliye Tatbîkat Mektebi adıyla anılan bu girişimin Mâliye Mektebi’nin devredilmesinden hemen sonrasında başladığı anlaşılıyor. Zira elimizdeki mevcut belgelere göre konuya temas edilen bir belge, Meclis-i Mebûsan’da  görüşülen 1332 mali yılı (1915-1916) Muvâzene-i Umûmiye Kanunu lâyihası ile nezaret bütçeleriyle ilgili zabıt ceridesidir.[69] Konunun Meclis-i Mebûsan’da tartışılmasının nedeni, ilgili mali yıl Mâliye Nezâreti bütçesinin 12. faslında Mâliye Tatbîkat Mektebi’ne ayrılan 155.105.188 kuruşluk bir tahsisatın varlığıdır. Mâliye Mektebi’nin daha yeni lağvedilip tahsisatının Hukuk Mektebi’ne devri nedeniyle Maârif Nezâreti’ne aktarıldığı bilindiğinden yeni bir mektep için tahsisat ayrılması dikkat çekmiştir. Konuyla ilgili söz alan Trabzon mebusu Servet Bey bu hususlara dikkat çekerek Mâliye Tatbîkat Mektebi’nin Mâliye Nezâreti bütçesinde görünmesinden dolayı buraya ait bir mektep olduğundan söz etmiştir. Maârif Nezâreti Mülkiye Mektebi’ni kaldırarak Hukuk Mektebi’ne ilave etmiş, yapılan yeni şube düzenlemesiyle Mekteb-i Hukuk bünyesinde Mekteb-i Mülkiye; İdare, Siyaset ve İktisat-Maliye olmak üzere üç şubeli bir okul haline getirilmiştir. Eğer Mâliye Nezâreti’nin yeni bir Maliye Mektebi açmak istemesinden maksat maliye ilmi ve uygulamalarına vakıf kişiler yetiştirmek ise İktisat ve Maliye şubesi bunun için yeterli olacaktır. Dolayısıyla yeni mektep kurulmak istenmesini anlayamadığını dile getiren Servet Bey Mâliye Nezâreti’nin bu konuda bir açıklama yapmasını istemiştir.[70]

İstenilen açıklamalar Mâliye müsteşarı Aynîzade Hasan Tahsin Bey[71] tarafından yapılmış, öncelikle ilk kurulan Mâliye Mektebi’nden beklenenler ile okulun geçirdiği aşamalar hakkında bilgi verilmiştir. Burada üzerinde vurgu yapılan husus ilk kurulması düşünülen Mâliye Mektebi’nden beklenenin nezaret memurlarına maliye uygulamalarını öğretmek iken mektebin başka bir kulvara girerek yüksekokula dönüşmesidir. Bunun sonucunda da tatbikat sınıflarına öğrencilerin devam edemeyip bu şubelerin kapandığı, Mâliye Mektebi adıyla bir müesseseye gerek kalmadığı ve geçici kanunla tahsisatının ilgili nezarete aktarıldığı bilgisi verilmiştir.  Aslında bütçeye bu okul için tahsisat konulması Bütçe Encümeni’nin de dikkatini çekmiş, neden tahsisat konulduğu sorulmuştur. Maliye bürokratlarının bu konuda verdikleri cevaplar yerinde bulunarak tahsisatın olduğu gibi bırakılmasına karar verilmiştir. Hasan Tahsin Bey yaşanan süreç hakkında bilgi vererek Mâliye Tatbîkat Mektebi’ne duyulan ihtiyacı savunmuştur. Yeni açılacak olan mektebin kapananın yerine ikame edilecek bir okul olmadığı, Mâliye Mektebi’nin kurulmasındaki ilk amaca uygun olarak tamamen uygulamaya yönelik bir okul olacağını belirtilmiştir. Hasan Tahsin Bey Mâliye Tatbîkat Mektebi’nin kurulma amacını şu sözlerle ifade etmiştir:[72]

…Mal Müdürleri, Müfredat Kâtipleri Kura Kâtipleri bu memûrîn-i Maliyeden, bir parça maliye okumuş ve bir parça pratik görmüşleri, her sene merkeze ellişer kişi münavebe[sırayla] ile celbederek burada Usul-ü Muhasebe-i Umûmiye Kanunu, Bütçe Nizâmâtı ve sair muamelâtımızı öğreteceğiz ve altı ayda, bir senede bunları tahsil ettirip, yine göndereceğiz.

Adetâ, müstahdem olan jandarmalar gibi buraya getirip, muamelâtı öğretmek üzere bir tatbikat mektebi tesis etmek istendi. Hükümet, bu arzuyu gösterdi. Çünkü, lâğvedilen mektep, mektep halinde değildi. Biz, şimdi memûrîn-i Maliyyeyi getireceğiz, harcırah vereceğiz. Mevâdd-ı kanuniyyesinde görülüyor ki, bunların ikametleri müddetinde bunlara burada maaştan mâdâ bir yevmiye vereceğiz ve şimdiye kadar tekemmül etmemiş olan Maliye memurlarını ıslah edeceğiz. Çünkü, mâlûm-u ihsanınızdır ki, memleketimizde umûr-u Maliyye terakki etmediğinden, Taşradaki memurîn-i Maliyyemiz, memleketlerindeki tahsil ile iktifa etmişlerdir. Bugünkü asır ile tetâbuk edecek gibi ulûm ve fünûn ile tezyîn-i zât ve sıfat edememişlerdi. Binaenaleyh, bu memurları da kabili istifade bir hâle getirmek için bu sefer ihdası teklif edilen mektep ile lâğvedilen arasında bir münasebet yoktur.

Tahsin Bey’in konuşması “Pek doğru” sesleri ile kabul görmüş, söz alan Antalya mebusu Hamdullah Emin Paşa da memur yetiştirmenin gereğine dikkat çekerek yeni mektebe destek vermiştir. Bunun üzerine mektebin kurulmasına meclisten onay çıkmış, 308.320 kuruşluk bir tahsisat kabul edilmiştir.[73]

İlk Mâliye Mektebi gibi yeni açılacak Mâliye Tatbîkat Mektebi de dershane sorunu nedeniyle biraz gecikmeli açılmıştır.  Eski mektebin bulunduğu yerde Muhassasat-ı Zâtiye dairesinin üst katındaki salonunun dershane olarak hazırlanması ve 1332 yılı Ağustos ayının başında (14 Ağustos 1916)  eğitime başlanmasına karar verilmiştir.[74] Bunun için yapılacak tamir ve tadilatın keşfi yaptırılmış, 7.640 kuruşluk bir tutarın gerekli olacağı hesaplanmıştır.[75] Ancak salonun dershane yapılması fikrinden vazgeçilerek bu defa Kupon dairesinin evrak kaleminin bulunduğu yerde açılmasına karar verilmiştir. Bu değişikliğin nedeni salonun Muhassasat-ı Zâtiye dairesi için gerekli olmasıdır. Yer değişikliği sonrasında rutin bir şekilde heyet-i fenniye yeni bir keşif yaparak, belirlenen yerin dershane olarak hazırlanabilmesi için 27.822 kuruşluk bir tamir ve tadilat masrafı hesaplamıştır. Bu tutarın öncekinden fazla olmasının nedeni dershane bitişiğindeki odalar ile tuvaletlelerin tamiratının da gerekli olmasıdır. Bu çerçevede ilk yer için belirlenen rakamın iadesi ve yeni rakamın tahsis edilmesi izni istenmiştir. Hatta rakamın yüksekliği üzerine ikinci bir keşif yaptırılması dahi gündeme getirilmiştir.[76]

Bu gelişmelere rağmen rota tekrar salonun dershaneye çevrilmesine dönmüştür. Yeniden ölçümler yapılarak 9.200 kuruşluk bir tutar ile dershanenin hazırlanabileceği hesaplanmıştır. İlk keşif bedeli olan 7.640 kuruştan yüksek olmasının nedeni yapılacak bölmeler için farklı işlemler yapılması ve geçen süre içerisinde malzeme fiyatlarında yaşanan artıştır.[77] İlk karar verilen yere dönülmesinin altında yatan gerçek neden ise mektebin açılış tarihine yetişemeyecek olması, işin bir an önce bitirilmek istenmesidir. Bunun üzerine daha önce Kupon dairesi evrak kaleminin dershane yapılması için belirlenen ve mutemet Ferid Bey tarafından merkez vezneden avans olarak alınan 27.822 kuruş iade edilmiştir.[78] Yeni alınan karar ve hazırlanan keşif doğrultusunda harcamalar yapılmış, tadil ve tamirat işleri ile bürokratik süreç Aralık ayı ortasına varmadan bitirilmiş, ayrılan tahsisatın 8.124 kuruşluk kısmıyla işler tamamlanmıştır.[79]

Mâliye Tatbîkat Mektebi’nin fiziki ortamı için çalışmalar başlarken alınacak öğrenciler için de takvim başlatılmıştır. Bütçe görüşmeleri esnasında da değinildiği üzere mektebin açılış gayesi “…memûrin-i Mâliyenin vukuf ve muâmelât-ı meslekîlerini tezyid ve bu sûretle muktedir mal memurları yetiştirilmesini…” temin etmektir. Her sene Mâliye Nezâreti’nin taşradaki memurlarından 30 kişinin eğitim görmesi sağlanacaktır. Verilecek eğitimin kapsamını ise “…fünun-ı mâliye ve usûl-ı hesâbiyye-i hâzıranın tedrisi…” oluşturmaktadır. Bunların ayrıntılarının neler olduğu bütçe görüşmelerinde müsteşar Hasan Tahsin Bey’in saydığı Muhâsebe-i Umûmiye Kanunu, Bütçe ve maliyeye dair diğer düzenlemelerdir. Arşiv belgesinin içeriğinden ayrıca hazine (Mâliye Nezâreti) kalemleri ile müesseseler kâtiplerinden devam etmek isteyenlerin de derslere katılmasına imkân sağlanacağı anlaşılmaktadır. Mektebin yönetim şekli, derslerin işlenmesi ve ders hocalarının tabi olacakları kurallarla ilgili matbu bir talimatname hazırlanmış[80], Memûrin Müdürlüğü’ne mektebe katılmak isteyenlerin isimleri ve memuriyet tarihlerinin bildirilmesi istenmiştir. Bu duyuru üzerine birimler memur isimlerini bildirmeye başlamışlardır.[81]

Mâliye Tatbîkat Mektebi’nin 1918 yılı sonlarına kadar eğitime devam ettiğini, taşradan buraya devam eden memurların dilekçelerinden anlıyoruz. Bunlar genelde eğitime gelen memurların maaşlarını merkezden alabilmelerine dair dilekçelerden oluşmaktadır.[82] Bu tarihten sonraki bilgilerimiz bu mektepten mezun olan memurlara ilişkin evraklarla sınırlıdır. Örneğin 1920 yılının sonlarına ait bir belgeye göre Mâliye Tatbîkat Mektebi mezunlarından Karahisar-ı Şarki (Şebinkarahisar) milli emlak memuru Abdülhalim Efendi Eyüp Sultan şubesi tahkik memurluğuna atanmıştır.[83]  Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesi, peşinden Kurtuluş Savaşı’nın başlaması Mâliye Tatbîkat Mektebi’nin eğitiminin kesintiye uğramasına neden olmuş görünüyor. Mektebin adına bu defa Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bir yıl sonra 1924 yılında rastlıyoruz. 5 Temmuz 1924 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde “Ankara’da Maliye Mektebi Açılıyor” başlık bir haber yer almıştır. Bu haberin içeriği şu şekildedir:[84]

Ankara 4- Eylülde burada bir Mâliye Mektebi küşad edilecektir. Tedrisât için şimdilik Türk Ocağında bir salon ayrılmıştır. Mektebe yüz talebe alınacaktır. Bunların otuzu Ankara’dan, otuzu da mülhakat maliye memurlarından, kırkı da hariçden bil-müsabaka alınacaktır.

Ancak bu mektebin haberde yazıldığı şekliyle açılıp açılmadığı net değildir. Şapolyo’ya göre okul gazete haberinde bahsedildiği gibi Türk Ocağı binası konferans salonunda açılmış, mektep müdürlüğüne -aynı zamanda Mâliye Vekâleti Zât İşleri müdürü olan- Cemal Gönülal, idare işlerine ise Cafer Seyit beyler tayin edilmiştir.[85] Gazetenin haberinde yer alan dışarıdan müsabaka ile öğrenci alınıp alınmadığı da belirsizdir. İlk öğrenciler muhtemelen Mâliye Vekâleti’nin merkez ve taşra teşkilatından eğitilmek üzere gelen memurlar olmalıdır. Bir yıl sonra çıkan İcrâ Vekilleri Heyeti Kararnamesi’nde mektebin bir önceki yıl açıldığı belirtilmiş, amacının da “Me’mûrin-i Mâliyyenin vukuf ve mümârese-i ilmiyyelerini ve tecrübelerini tezyîd etmek ve muktedir mal memuru yetiştirmek…” olarak ifade edilmiştir. Kararname dikkatle incelenince 1924 yılında açılan okulun Maliye Mektebi değil Mâliye Tatbîkat Mekteb-i Âlîsi olduğu anlaşılmaktadır. Adı geçen mektebin Mâliye Vekâleti’ne bağlı olduğu ve vekaletçe hazırlanan talimatnamenin uygulamaya konulmasına izin verildiği görülmektedir.[86]

Bu haliyle mektebin önceki Mâliye Tatbîkat Mektebi’yle (1915) eğitim ve amaç yönünden bir farkının olmadığı açık bir şekilde ortadadır. Ancak eğitim düzeni açısından yeni kurulan Cumhuriyet’in temel farklılığı temel öğretimin tek bir nezaret çatısı altında toplanmaya çalışılmasııdır. Bu durumda Mâliye Tatbîkat Mektebi tarzındaki okulların Maârif Vekâleti nazarında durumları açıktır. Benzer bir durum yine Maliye Vekâleti’ne bağlı görünen Rüsûmat Tatbîkat Mektebi için de geçerlidir.[87] Bu sorun 1926 yılında ortaya çıkmış, Mâliye Vekâleti’ne bağlı mektebin talimatnamesi ve müfredat programı Maârif Vekâleti’nce talep edilmiştir. Yapılan inceleme sonucunda mektebin memur kursu mahiyetinde olduğu belirtilerek milli eğitim nazarında mektebin derecesinin tayininin bahis konusu olamayacağına karar verilmiştir. Bunun anlamı Mâliye Tatbîkat Mektebi’nin mevcut talimat ve müfredatıyla milli eğitim açısından bir lise olmadığı, sadece meslek kursu olduğudur.[88]

Mâliye Mektebi’nde Okutulan Dersler ve Hocalar

Çalışmamızın son kısmında Mâliye Mektebi’nde görülen dersler, bunları veren hocalar ve yazılan/yazdırılan ders kitaplarına değinmekte yarar var. Bu bize mektebin niteliğini göstermesi açısından önemlidir. Bunu yaparken okulun daha erken kapanan iki şubesi ile yüksekokul haline gelerek Dârülfünun Hukuk Mektebi’ne aktarılan şubesini ayırarak inceleyeceğiz. Ancak çoğu hocanın hâlihazırda yazılmış biyografileri olmadığından bunların araştırılması ayrı bir çalışmanın konusu olabilir. Bu nedenle bazı hocalar hakkında daha fazla bilgi verecek, diğerleri konusunda sadece o anda bulundukları pozisyonlara değinmekle yetineceğiz.

Mâliye Mektebi’nin kısa sürede memur eğitmeye ağırlık veren Tahrir ve Tahsil şubesi ile memurların uygulamaya yönelik becerilerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Hazîne şubesinde okutulan dersler ve hocalarına ait elimizde 1912 yılı başına ait bir liste bulunmaktadır. Hatırlanacağı üzere bu liste Mâliye Mektebi’nin yüksekokul olarak sayılması konusunda Maârif Nezâreti’nden istenen mektep talimatnamesi ile ders müfredatı konusunda hazırlanan belgelerdir.

Tablo 2– Tahrir ve Tahsil ile Hazîne şubeleri dersleri ve hocaları
    Tahrir ve TahsilDerslerHocalar
HesabFaruk Bey
Misâha-yı HendesiyeKirkor Kömürcüyan Efendi
KitâbetMümeyyiz Kemal Bey
Tahrir MuâmelâtıEmin Bey ve müfettiş Kenan Bey
    Hazine Birinci SınıfRiyâziyatMehmed İzzet Bey
Muhâsebe-i UmûmiBerberyan Efendi
İktisad ve İhsaiyatŞamil Bey ve Cemal beyler
Hukuk-ı EsâsiyyeCelaleddin Arif Bey
Tarih-i Ahir-i OsmânîAli Reşad Bey
Coğrafya-yı OsmânîSafvet Bey
    Hazine İkinci SınıfFaiz usulleri ve amortisman hesablarıMehmet İzzet Bey
Muhâsebe-i Umûmiyye Kavâidi-Âmir-i Îtâlar ve MuhâsiblerBerberyan ve Mihran efendiler
Tekâlîf-i OsmânîAbdurrahman Bey
Büdce Hukuku Osmâniye ve EcnebiyesiReşad Bey
Hukuk-ı Esâsiyye ve İdareNail Bey
KapitülasyonlarOsman Kemal Bey

Kaynak: MF.ALY, nr. 24-26, lef 1, 14 Safer 1330/3 Şubat 1912.

Tahrir ve Tahsil şubesinde okutulan derslerden Hesab ve Tahrir Muâmelâtı haftada ikişer, kalan dersler birer saat olmak üzere toplam 6 saattir. Hocalara ders saati başına 50 kuruştan haftalık 1.200 kuruşluk ödeme yapılmaktadır. Hazîne şubesinde ise dersler haftada birer saat olup öğretim süresi 2 yıldır. Tüm dersler birer saat olmak üzere haftada altışar saat ders görülmektedir. Ders saati ücreti Tahrir ve Tahsil şubesinde olduğu gibi saat başı 50 kuruş olup haftalık bazda her iki sınıfın toplamı 2.400 kuruştur.

Yukarıda da değindiğimiz üzere dersleri veren hocaları tanımak ve haklarında bilgi bulabilmek hepsi için mümkün olamamaktadır. Bunun nedeni soyadı kullanımının o dönemde olmaması, kişiyi ayırt edici mesleği ile ilgili tanımlamaların hepsinde bulunmamasıdır. Derse gelen kişilerin Mâliye Nezâreti çalışanları mı ya da başka bir yerden mi olduğunu çözmek zordur. Dolayısıyla hazırlanan listede yer alan bilgilerle yetinmek zorundayız. Ancak bazı isimlerin aynı zamanda ders kitapları yazması bunlar hakkında daha fazla bilgi bulmamıza imkân sağlamaktadır. Örneğin Hazîne şubesi hocalarından İktisad ve İhsaiyat dersini veren          Şamil Bey ve Cemal Bey’in kimler olduğunu teşhis etmek güçtür. Bunlardan Cemal Bey Mâliye Mektebi’nin 1915 yılında Mekteb-i Hukuk’a devri sırasında listenenlerden Vâridât Tatbîkâtı hocası      İstanbul Vilâyeti Defterdâr Muavini Cemal Bey olabilir.[89] Tahrir Muâmelâtı dersini Emin Bey ile Kenan Bey vermektedir. Kenan Bey’in müfettiş olduğu bilgisi verildiğinden bu kişi muhtemelen nezarette çalışan Maliye müfettişlerinden biri olabilir. Dersin uygulamaya yönelik olması nedeniyle Emin Bey’in de nezaret çalışanı olması akla yatkındır. Aynı şekilde Kitâbet dersini veren kişi Dâhiliye Nezâreti Heyet-i Teftîşiye Kalemi Müdürü Kemal Bey olduğu söylenebilir. Bu kişi 1912 yılında mümeyyiz olarak tanımlanmış olmasına karşın 1915 yılında zikredilen pozisyona yükselmiş olabilir.[90]

Kirkor Kömürciyan Efendi (1868-1958) hakkında daha fazla bilgi bulunabilecek önemli bir kişidir. Matematik, ticari matematik, muhasebe ve kambiyo alanlarında çok sayıda nazari ve uygulamalı ders kitabı yazmış, öğretmenlikten üniversitede profesörlüğe kadar devam eden bir kariyere sahip olmuştur.[91] Kirkor Kömürcüyan gibi Tahrir ve Tahsil şubesinde Hesab, Mâliye şubesi birinci sınıflara İstepan Beyle birlikte Usul-ı Defteriye ve Vezne Muâmelâtı dersini veren Faruk Bey ise 1915 yılında Muhâsebe-i Umûmiyye Müdür-i Umûmîsi pozisyonunda bulunmaktadır.[92]

Hazîne şubesinde birinci yıl Riyâziyat, ikinci yıl Faiz Usulleri ve Amortisman Hesapları derslerini veren Mehmed İzzet Bey (1867-1939) Dârüsşafaka’dan mezun olmuş, Dârülfünun’da Yüksek Matematik hocalığı yapmış ve matematik kitapları kaleme almış önemli bir hocadır.[93] Birinci sınıfta Muhâsebe-i Umûmi, ikinci sınıfta Mihran Bey ile birlikte Muhâsebe-i Umûmiyye Kavâidi-Âmir-i Îtâlar ve Muhâsibler dersini veren Berberyan Efendi hakkında fazla bilgimiz bulunmamaktadır. Kendisinin Maliye Nezareti’nde Muhâsebe-i Umûmiyye Müdürlüğü ve Islâhat-ı Mâliye Komisyonu üyeliği gibi farklı görevlerde bulunduğu ve verdiği dersle ilgili bir kitap yazdığı bilinmektedir.[94]

Hakkında çok az bilgi bulunabilen Mihran Efendi Mâliye Nezâreti’nde müsteşarlık yapmış biridir. Elimizde bulunan kısmi bilgilere göre Ziraat Bankası muhasebe bölümünde çalıştıktan sonra nezarete girmiş, müsteşarlık pozisyonuna kadar yükselmiş, kendisine mecidiye nişanı verilmiştir. 1908 yılı sonlarında Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne’de Usûl-ı Mâliye hocalığı yapmaya başlamıştır. Kendisi aynı zamanda Mâliye Mektebi’nin Mâliye şubesi 1. sınıfında Teşkilât-ı Mâliye ve İdârîye dersi vermiştir. Aşağıda değinileceği üzere verdiği bu dersin notları kitap haline getirilerek basılmıştır.[95] Birinci sınıflara İktisad ve İhsaiyat dersi veren Şamil Bey hakkında bir bilgiye tesadüf edilmemiştir. Cemal Bey’in daha önce değinilmişti.  Hukuk-ı Esâsiyye dersini veren Celaleddin Arif Bey (1875-1930) 1909 yılında Dârülfünun Hukuk ve Mülkiye mekteplerinde aynı dersin hocalığına tayin edilmiş,  verdiği dersleri kitap olarak yayınlamıştır. 1914-1920 yılları arasında ise İstanbul Dâvâ Vekiller Cemiyeti, bugünkü adıyla İstanbul Barosu başkanlığı yapmıştır.[96] Tarih-i Ahir-i Osmânî-i Âlî adlı tarih dersinin hocası muhtemelen Maârif Nezâreti bünyesinde muhtelif okullarda farklı derslerin öğretmenliğini yapmış olan Ali Reşad Bey’dir (1877-1929). 1913 yılı sonlarına doğru aynı nezarette Meclis-i Maârif, takip eden yıl ise Te’lif ve Tercüme Dairesi azalıklarında bulunmuştur. 1915 yılında ise Dârülfünun Edebiyat Fakültesi Ortaçağ ve Yeniçağ tarihi hocalığına tayin edilmiştir. Daha sonraki yıllarda Maârif Nezâreti müsteşarlığına kadar yükselmiştir.1910-1914 yılları arasında ise Mâliye Mektebi’nde tarih hocalığı yapmıştır.[97] Coğrafya-yı Osmânî          dersinin hocası Safvet (Geylangil) Bey (1873-1945) Türkiye’de coğrafya öğretiminin öncülerinden biridir. 1900 yılından itibaren Mâliye Mektebi de içlerinde olmak üzere farklı okullarda öğretmenlik yapan Safvet Bey 1915 yılından sonra Dârülfünun’da Türkiye Coğrafyası ve İktisadi Coğrafya dersleri vermeye başlamıştır.[98]

Hazîne şubesiyle Mâliye şubesinin ikinci sınıfına Tekâlîf-i Osmânî, Mâliye şubesinin birinci sınıfına Tarih-i Mâli derslerini veren Abdurrahman (Vefik Sayın) Bey (1857-1956), nam-ı diğer Tatar Abdurrahman Bey bir asra yaklaşan ömrünün 70 yılını maliye işlerine hasrederek Mâliye Nezâreti’nde müsteşar ve sonrasında nazırlık makamına kadar yükselmiş önemli bir devlet adamıdır. Mâliye Mektebi kurulduğunda da bahsedilen derslerin hocalığını üstlenmiş, verdiği derslerle ilgili kitaplar yazmıştır. Ayrıca maliye, defter usulleri, uygulamalı hesap gibi mesleki alanlarda yazdığı kitapların yanı sıra maliye alanıyla ilgili çok sayıda layihaya imza atmıştır.[99] Hazîne şubesi ikinci sınıflar Büdce Hukuku-ı Osmânîyye ve Ecnebiyyesi dersini veren Reşad Bey (1869-1912) Mâliye Nezâreti müsteşarlığına kadar yükselmiş bir kişidir. Muhtelif devlet dairelerinde görev yapmış olan Reşad Bey maliye teşkilatı konusunda müşavirlik yapan Mösyö Loran’ın (Laurent) tavsiyesi üzerine Mehmed Cavid Bey’in maliye nazırlığı zamanında müsteşarlığa tayin edilmiştir. Müsteşarlığı sırasında önemli çalışmalara imza atan Reşad Bey genç yaşta,  1912 yılı Şubat ayı sonlarında vefat etmiştir. Büyük üzüntüye neden olan bu vefat üzerine hem Maliye Mektebi müdürlüğü hem de öğrenciler tarafından gazetede birer taziye mesajı yayınlanmıştır.[100]

İkinci sınıflara Hukuk-ı Esâsiyye ve İdâre dersi veren Nail Bey ile Kapitülasyonlar dersi veren Osman Kemal Bey hakkında tam bir bilgi edinilememiştir. Bir ihtimal Mâliye Mektebi’nin yüksekokul olduğu dönemde Emlâk ve Temettü’ât dersi veren Vâridât Müdüriyet-i Umûmiyesi Muâvini Nail Bey olabileceğidir. [101] Benzer durum Osman Kemal Bey için de geçerlidir. Kısa biyografisinde Muhâsebe-i Umûmiyye-i Mâliye biriminde memuriyete başladığı ve sonrasında Meclis-i Maârif birimlerinde görev yaptığı belirtilmiştir. İdadi muallimliklerinde bulunduğu bilgisi verilmekle birlikte Maliye Mektebi’nde bu tür bir görevi olduğuna dair bilgi verilmemiştir. Bu kişinin nazır Cavit Bey’in Mâliye Mektebi programını hazırlamakla görevlendirdiği Osman Kemal Bey olması kuvvetle muhtemeldir. [102] Son iki kişinin kimliği bu tür ihtimaller içermekte olup bunlar Maliye Mektebi’nde ders vermiş olabilir ya da isim benzerliği olan başka kişilerdir.

Tablo 3– Mâliye Şubesi Dersleri ve Hocaları, 1912
SınıflarDerslerHocalar
  Maliye Şubesi Birinci Sınıfİlm-i İktisatRuso Efendi
Tarih-i MâlîAbdurrahman Bey
Tekâlîf-Kavâid-i UmûmiyyesiZühdi Bey
Teşkilât-ı Mâiye ve İdâriyyeMihran Efendi
Emlâk-ı Devlet ve İnhisarlarTaha Efendi
Bilâ-vâsıta Tekalif KanunlarıAhmed Bey
Bil-vâsıta Tekâlif KanunlarıOskan Efendi
Usûl-ı Defteriyye ve Vezne Muâmelâtıİstepan/İstefan ve Faruk Bey
Muâmelât-ı Hukukiye-i MâliyeOsman Kemal Bey
Hesab ve Tatbîkat-ı HendesiyeFaruk bey ve Kirkor Kömürcüyan Efendi
KitâbetMümeyyiz Kemal Bey
  Maliye Şubesi Birinci SınıfMuhâsebe-i Umûmiyye KavâidiBerberyan Efendi
İdâreYusuf Nuri Bey
İktisâdî ve İhsaiyatRuso Efendi ve Hamid Bey
Tekâlîf-i OsmânîAbdurrahman Bey
Coğrafya-yı İktisâdîSafvet Bey
Tarih-i Âhir-i Siyâsî ve MâlîMüverrih Refik ve Zühdi beyler
KitâbetMümeyyiz Kemal Bey

Kaynak: MF.ALY, nr. 24-26, lef 1, 14 Safer 1330/3 Şubat 1912.

1909 yılında kurulan Mâliye Mektebi’nin 1915 yılında Dârülfünun Hukuk Mektebi’ne devrine kadar devamlı eğitim veren tek şubesi Mâliye’dir. Daha önce de değinildiği üzere Mâliye Mektebi’nin bu şubesi yüksekokul statüsüne geçtiğinde diğer iki şube kapatılmış, devre kadar bu şubede eğitime devam edilmiştir. Bu şubenin birinci sınıfında Tarih-i Mâlî, ikinci sınıfında Tekâlif-î Osmânî dersleri veren Abdurrahman Bey; birinci sınıfında Teşkîlât-ı Mâliye ve İdâriyye dersini veren Mihran Efendi; birinci sınıfında Muâmelât-ı Hukukiye-i Mâliye dersi veren Osman Kemal Bey; birinci sınıfında Hesab ve Tatbîkat-ı Hendesiye dersi veren Kirkor Kömürcüyan Efendi ile Faruk Bey; birinci ve ikinci sınıflarında Kitâbet dersi veren mümeyyiz Kemal Bey; ikinci sınıfında Muhâsebe-i Umûmiyye Kavâidi dersini veren Berberyan Efendi ve aynı sınıf için Coğrafya-yı İktisâdî dersi veren Safvet Bey’le ilgili daha önce bilgi verildiğinden burada tekrara girilmeyecektir.

Birinci sınıfa İlm-i İktisat dersi veren Rosso Efendi Tönbekü Şirketi eski komiserlerindendir.[103] Yine birinci sınıfa Emlâk-ı Devlet ve İnhisarlar dersi veren Taha bey (1871-1914) 1898 yılında Hazîne-i Hassa İdâresi Emlâk-ı Hümâyûn Komisyonu’nda katip olarak memuriyet hayatına başlamış, sonrasında Emlâk-ı Hümâyûn Komisyonu azalığına getirilmiştir. Hazîne-i Hassa İdâresi’nin Mâliye Nezâreti’ne devredilmesiyle bu nezaretin farklı birimlerinde görevine devam etmiştir. Mâliye Mektebi’nde 1910-1914 yılları arasında Emvâl-i Devlet dersi hocalığı yapmış, bu konuda ders kitabı hazırlamış ve yakalandığı hastalık nedeniyle genç yaşta vefat etmiştir.[104] Birinci sınıfa Bilâ-vâsıta Tekâlîf Kanunları dersini veren Ahmed Bey Mâliye Mektebi Dârülfünun Hukuk Mektebi’ne devredilirken (1915) Mâliye Nezâreti Müsteşarlık Kalemi mümeyyizi olarak çalışmaktadır.[105] Aynı sınıfa Bil-vâsıta Tekâlîf Kanunları dersi veren ve çok sayıda dil bilen Oskan (Mardikyan) Efendi (1868-1947), Erzincan Sancağı Tahrîrat Kalemi mülazımı olarak memuriyet hayatına başlamıştır. 1905-1912 yılları arasında sırasıyla Düyûn-ı Umûmiyye müfettişi, Rumeli Vilâyat-ı Selâsesi Mâliye Komisyonu müfettişi, maliye müfettişi olarak görev yaptıktan sonra 1913-1914 yıllarında Posta ve Telgraf nazırlığı yapmıştır. Bu tarihten sonra yaşamına yurtdışında devam etmiştir.[106] Hakkında bilgi bulunan eserlerde Mâliye Mektebi’nde hocalık yaptığına dair bilgi yer almamaktadır. Bununla birlikte icra ettiği müfettişlikler nedeniyle ders vermiş olması kuvvetle muhtemeldir.

Yine birinci sınıflara Faruk Beyle birlikte Usûl-ı Defteriyye ve Vezne Muâmelâtı dersini veren İstepan/İstefan Bey büyük ihtimalle İstepan Arabyan (1874-1934) olmalıdır. Mekteb-i Mülkiye’den mezun olduktan sonra Ziraat Bankası muhasebe bölümünde çalışmaya başlamıştır. Muhasebe alanında gösterdiği başarı sonucunda Mâliye Nezâreti’nde muhasebeci olarak emekli oluncaya kadar farklı kademelerde çalışmış, muhasebe, ticari hesap, bankacılık konularında eserler vermiştir. 1915 yılında Muhâsebe-i Umûmiyye Müdîr-i Umûmî Muâvini, diğer bir ifadeyle Faruk Bey’in yardımcısı olarak görev yapmaktadır.[107]

İkinci sınıfa İdare Hukuku dersi veren Yusuf Nuri Bey (1875) mektebin Dârülfünun’a devri esnasında Adliye Nezâreti Başmüdde‘î-i Umûmî Muâvinliği pozisyonunda bulunmaktadır. Yanya idadisinden mezun olduktan sonra Mekteb-i Hukuk’a devam etmiştir. 1897 yılında mezun olduktan sonra Adliye Nezâreti’nde memuriyete başlamış, muhtelif mahkemelerde görev yapmıştır. 1908 yılının sonundan itibaren Mekteb-i Hukuk’ta İdâre hocalığına atanmıştır. Aynı zamanda bazı hocaların hukuk-ı esâsiyye ve hukuk-ı idâre derslerini vekâleten yürütmüştür. 1909 yılı Ağustosunda yapılan tensikat sonucunda Dersaâdet Ticâret Mahkemesi İcrâ Dairesi birinci sınıf kâtip olarak tayin edilmiş, memuriyetine muhtelif birimlerde devam etmiştir. 1911 yılı Ekim ayında Mâliye Mektebi’nde Hukuk-ı İdâre hocalığına tayin edilmiş, görevi sırasında bu dersin adıyla bir eser kaleme almıştır. Mâliye Mektebi’nin 1915 yılında lağvedilmesiyle görevi sona ermiş, Dersaâdet ve mülhakatı sulh hukuk mahkemesine tayin olunmuştur.[108] Mâliye şubesi ikinci sınıfa Rosso Efendi ile birlikte İktisad ve İhsaiyat dersi veren (Hasan) Hamid Bey (1870-1943) muhtemelen  Charles Gide’in iktisat kitabının çevirisini yapan kişi olmalıdır. Mekteb-i Mülkiye’den mezun olduktan sonra 1891 yılında Mâliye Nezâreti Muhâsebe-i Umûmî Müdürlüğü’nde memuriyete başlayan Hamid Bey daha sonra Maârif Nezareti’ne geçerek muhtelif şehirlerdeki idadilerde müdürlük görevlerinde bulunmuş ve dersler vermiştir. Maârif Nezâreti’nden ayrıldıktan sonra tekrar bu nezaret çatısına dönerek farklı görevlerin yanı sıra Mekteb-i Hukuk’ta iktisat hocalığı yapmıştır. Ek olarak Yüksek Ticâret Mektebi’nde Mâliye dersi hocalığında da bulunmuştur. 1911 yılı sonunda ilave olarak Mâliye Nezâreti’nde Düyûn-ı Umûmiyye Şubesi müdürü, 1912-1925 döneminde yine nezareti temsilen Osmanlı Bankası’nda yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. Her ne kadar Mâliye Mektebi’nde ders verdiğine dair bir bilgi bulunmamakla birlikte mektebin eğitime devam ettiği yıllarda Mâliye Nezareti’nde görevli olması sebebiyle bahsedilen dersin hocasının olması kuvvetle muhtemeldir.[109]

Son olarak mektep müdürü Mustafa Zühdi Bey’le birlikte Tarih-i Âhir-i Siyâsî ve Mâlî dersini veren    müverrih Refik Bey’in, ülkemizde  “tarihi sevdiren adam” olarak bilinen Ahmet Refik Altınay olma ihtimali vardır. Üzerinde çok sayıda çalışma bulunmasına karşın biyografi bilgileri içerisinde Mâliye Mektebi’nde ders verdiğine dair bir bilgiye tesadüf edilmemiştir. Ancak 1912 yılında kendisinden müverrih Refik Bey olarak bahsedilmiş olması Mâliye Mektebi’nde ders vermiş olma ihtimalini güçlendirmektedir. Zira bu tarihlerde Ahmet Refik Bey tarih konusunda yazdığı yazılarla kamuoyunda tanınır hale gelmiş, kendisinden “müverrih Ahmet Refik” olarak bahsedilmeye başlanmıştır. Biyografik bilgide Mâliye Mektebi’ne değinilmemesi bu dersin sadece siyasi tarih (haftada bir saat) kısmını vermiş olmasından kaynaklanmış olabilir.

1912 yılındaki ders listesinden hareketle en sona bıraktığımız hoca Maliye Mektebi’nin kurucusu ve müdürü Musfafa Zühdi (İnhan) Bey’dir. Zühdi Bey (1880-1970)[110] Mâliye Şubesi’nde birinci sınıflara verdiği Tekâlîf-Kavâid-i Umûmiyesi adlı dersin yanı sıra Refik bey ile birlikte ikinci sınıflara Tarih-i Âhir-i Siyâsî ve Mâlî dersini vermektedir. Biraz önce değinildiği üzere bu dersin muhtemelen mali tarih kısmını vermiştir. Zühdi Bey döneminin önemli hocalarından olmasına karşın hakkında fazla çalışma yapılmayan bir kişi olarak kalmıştır. Filibe’de doğan ve rüştiyeyi burada bitiren Zühdi idadi eğitimini Edirne’de tamamlamıştır. 1901 yılında Mekteb-i Mülkiye’den mezun olduktan sonra baskıcı siyasi ortamdan kurtulmak için Petersburg’a giderek 1902-1904 yılları arasında bir bankada çalışmış, 1904-1908 yılları arasında ise Almanya’da iktisat eğitimi almıştır.  Meşrûtiyet’in ilanı üzerine İstanbul’da dönmüş Dârülfünun’da Mekteb-i Hukuk ve Mekteb-i Mülkiye ile Yüksek İktisat ve Ticâret Mektebi’nde hocalık yapmıştır. 1909 yılında kurulan Mâliye Mektebi’ne müdür olarak atanmış, bu mektebin 1915 yılında lağvedilerek Mekteb-i Hukuk’a devrine kadar bu görevini sürdürmüştür. Maliye, iktisat, istatistik, bankacılık, sigortacılık, işletme ekonomisi gibi alanlarda çok sayıda eser hazırlayan ve ders veren Zühdi çoğu alanda öncü çalışmalar yapan birisi olarak bilinmektedir. Zühdi Bey yüksekokul ve üniversitelerde hocalık yaptığı gibi 1923 yılında Lozan görüşmelerine katılan ekipte yer almış, sonraki tarihlerde İktisat Vekâleti ve Ticâret Vekâleti’nde müsteşarlık yapmıştır. Osmanlı döneminde Mâliye Mektebi’ni kurduğu gibi Cumhuriyet döneminde de Zonguldak Maden Mektebi’nin kuruculuğunu üstlenmiştir. 1945 yılında Yüksek İktisat ve Ticâret Mektebi’nden emekli olan Zühdi Bey 19 Ekim 1970 tarihinde vefat etmiştir. Mezarı Edirnekapı Şehitliği’nde bulunmaktadır.[111] (Ek:4)

Mâliye Mektebi’nin diğer iki şubesi kapatılarak sadece Mâliye şubesinin yüksekokul olarak kabul edilmesi sonrasında ders müfredatı ve hocalarının da biraz farklılaşmasına neden olmuştur. 1915 yılında mektebin lağvıyla Mekteb-i Hukuk’a atanması teklif edilen hocalar ve verdikleri derslerin listesi ve aldıkları ücretler Tablo 4’te verilmiştir. Tabloya göz atıldığında mevcut öğretim kadrosuna önemli yeni hocaların katıldığı, müfredata farklı derslerin konulduğu görülmektedir.[112]

Tablo 4-Maliye Mektebi Âlîsi Ders Programı ve Hocaları, 1915
DerslerHocalarÜcret (Kuruş)
Teşkîlât-ı MâliyeMuhâsebe-i Umûmiyye Müdîr-i Umûmîsi Faruk Bey400
Usûl-i MuhâsebeIslâhat-ı Mâliye Komisyonu Azasından Berberyan Efendi400
İktisadTönbakü Şirketi Komiser-i Sabıkı Rosso Efendi400
Nakid ve İ‘tibâr-ı MaliMeskûkât Müdürü Ferid Bey400
İstatistikUmûr-ı Mahâlliye-i Vilâyât İdâresi Mümeyyizi Şefik Bey400
İlm-i MâlîMâliye Mektebi Müdürü Zühdi Bey1.000
A‘şâr ve AğnâmMüsteşarlık Kalemi Mümeyyizi Ahmed Bey400
Emlâk ve Temettü‘âtVâridât Müdüriyet-i Umûmiyyesi Muâvini Nail Bey300
Hukûk-ı İdâreAdliye Nezâreti Başmüdde‘î-i Umûmî Muâvinlerinden Yusuf Nuri Bey400
Usûl-i DefteriMuhâsebe-i Umûmiyye Müdîr-i Umûmî Muâvini İstepan Efendi1.000
KitâbetDâhiliye Nezâreti Heyet-i Teftîşiye Kalemi Müdürü Kemal Bey200
RiyâziyatŞirket-i Hayriye Seyr-ü Sefer Müdürü İzzet Bey400
Hukuk-ı DüvelHâriciye Nezâreti Şifre Kalemi Mümeyyizlerinden Müşfik Bey400
Tekâlîf-i MüteferrikaVâridât İdâresi Mümeyyizlerinden Kamil Bey300
İktisadKadıköy Sultânîsi Müdürü Emin Bey400
Malûmât-ı Hukukiye-i MâliyeMeclis-i Ayân Zabıt Ketebesinden Asım Bey1.000
Gümrük KavânîniPosta ve Telgraf Nezâreti Sansür Kalemi Mütercimlerinden Ali Muhtar Bey400
Usûl-i DefterîMâliye Nezâreti Vezne-i Umûmî Mümeyyizlerinden Salih Bey200
Muhâsebe TatbîkatıMuhâsebe-i Umûmiyye Müdîr-i Umûmî Muâvini Refik400
Vâridât Tatbîkatıİstanbul Vilâyeti Defterdar Muâvini Cemal Bey400
Coğrafya-yı İktisâdîDârülfünûn ve Dârülmuallimîn-i Âlîye Coğrafya Muallimi Faik Sabri Efendi[113]200
Kavâid-i İstikrâziyeHicaz Demiryolu Memûrin Müdürü Niyazi Asım Bey200
İlm-i MâlîMâliye Nezâreti Kalem-i Mahsus Mümeyyizlerinden Münir Bey400
  10.000

Kaynak: MF.MKT, nr. 1212-15, lef 1, 7 Zilkade 1333/16 Eylül 1915. Mektep müdürü olarak Zühdi Bey verdiği dersler haricinde 2.000 kuruş ücret almaktadır. İlave olarak mektep kâtibi Cemal Efendi 600, mubassırlar Ahmed Efendi ve İzzet ağalar sırasıyla 275 ve 225, hademe Ahmed Ağa ise 200 kuruş almaktadır.

Yukarıya alınan tablo aynı zamanda Mekteb-i Hukuk’ta görev verilmesi istenen hocalardan oluşmaktadır. Diğer taraftan Mâliye Mektebi’nin yüksekokul olarak nihai ders programı ve hocalarını göstermektedir. Derslere ve hocalara bakıldığında bunlardan bazıları yukarıda kısa açıklamalarla tanıttığımız isimlerdir. Değinilen isimlerin bazıları farklı derslerin hocası oldukları gibi bazıları da eskiden beri aynı dersi vermektedir. Bazı dersler ise daha önce genel isimler altında anlatılmış, sonrasında ise daha spesifik isimli derslere dönüşmüş gibidir. Listenin diğer önemli özelliği dersleri veren hocaların o tarihte bulundukları bürokratik kademeleri göstermesidir. Bu liste daha önce 1912 listesinde sadece isimleri verilen hocaların teşhisine de yardımcı olmakla birlikte haklarında ayrıntılı biyografik bilgilerin bulunabilmesi güç görünmektedir. Bunlar hakkında bilgi toplayabilmek Osmanlı arşivinde bulunan memur sicil kayıtları üzerinde ayrı bir çalışmayı gerektirmektedir. Diğer bir sıkıntı, çoğu kişinin Cumhuriyet döneminde de hayatta olması ve bunun takibi zorlaştıran bir husus olmasıdır. Bu sorundan dolayı burada önemli gördüğümüz iki hoca hakkında kısa bilgiler vermekle yetineceğiz.

Bunlardan ilki daha önce hakkında bilgi verilmeyen Nakid ve İ‘tibâr-ı Mâlî dersinin hocası Hasan Ferid Bey’dir. Hasan Ferid Bey’in -önemli görevlerde bulunmasına, alanında klasik sayılabilecek kitaplar yazmasına rağmen- ayrıntılı bir biyografisi bulunmamaktadır. Latinize edilen en önemli eseri Nakid ve İtibâr-ı Mâlî kitabının künye sayfasında Meskûkât-ı Şâhâne müdürü, aynı zamanda devletle Osmanlı Bankası arasındaki ilişkileri yürütmekle görevli bir pozisyon olan Bank-ı Osmani nazırı olduğu yazılıdır. Ayrıca meskûkât (madeni paralar), evrak-ı nakdiye (kağıt para) ve bankacılık olmak üzere üç ciltlik bahsedilen kitabını Mâliye Mektebi müdürü Mustafa Zühdi Bey’in yardım ve yönlendirmeleriyle yazdığı belirtilmiştir. Hasan Ferid Bey’in ayrıca İlm-i Hesab ve Ticâri Hesab başlıklı kitapları da mevcuttur.[114] Kavâid-i İstikrâziye dersi hocası Niyazi Asım Bey (1882-1933) 1915 yılında Hicaz Demiryolu Memûrin Müdürü olarak görünmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Darphâne-i Millî Müdürlüğü yapan Niyazi Asım Bey, 1925 yılında Dersaâdet Tahvîlât Borsası komiseri Kemaleddin Bey’in hastalanması nedeniyle vekâleten bu görevi üstlenmiştir.[115]

Son olarak bahsedilmesi gereken önemli bir konu ders kitapları yazılması konusunda Mâliye Mektebi’nin öncü bir konumda bulunmasıdır. Osman Nuri Ergin’in de vurguladığı üzere Mâliye Mektebi’nde okutulan dersler aynı zamanda bazı hocaların ders takrirlerinin kitaba dönüşerek bu alanda yazılan ilk eserleri oluşturmasıdır. 1914 yılı Mayıs ayı sonu itibariyle Mâliye Mektebi’nde okutulmak üzere yazılan kitapların bir listesi Tablo 5’te verilmiştir.[116]

Tablo 5– Mâliye Mektebi Hocaları Tarafından Yazılan Ders Kitapları, 1914
Eserin İsmiEserin Yazarı
İlm-i MâlîHasan Tahsin (Aynî) Bey
VergilerMustafa Zühdi (İnhan)
Riyâziyât-ı MâliyeMehmed İzzet
Usûl-i Defterî-i Mâlîİstepan (Arapyan) Efendi
Bilâ-vâsıta Tekâlîf KânunlarıAhmed Tevfik Bey 2 cild
İlm-i İktisadHasan Tahsin (Aynî) Bey 2 cild
Tekâlîf Kavâ‘idiAbdurrahman (Vefik Sayın) Bey
Hesâb-ı İlm-i MâlîFaruk Bey
Usûl-i Muhâsebe-i UmûmiyyeBerberyan Efendi

Kaynak: ML.EEM, nr.1087-18, 18 Mayıs 1330/31 Mayıs 1914.

Tabloda zikredilen eserlerin bazıları günümüz alfabesine aktırılırken diğerleri ise unutulmaya terkedilmiştir. Bunların latinize edilerek eleştirel baskıları konuyla yakından ilgilenen akademisyenlerin çalışmalarıyla mümkün olabilmektedir. Örneğin Abdurrahman Vefik Bey’in Tekâlîf Kavâ‘idi Maliye Bakanlığı tarafından yeni harflerle yayınlanma şansını bulan eserlerden biridir. Yine aynı yazara ait Tarih-i Mâlî adlı eser de aynı şekilde yayınlanmıştır.[117] Tabloda yer alan ders kitaplarından İlm-i Mâlî[118], Vergiler[119], Riyâziyât-ı Mâliye,[120] Usûl-i Defterî-i Mâlî[121], Bilâ-vâsıta Tekâlîf Kânunları[122], İlm-i İktisad[123], Hesâb-ı İlm-i Mâlî[124] ve Usûl-i Muhâsebe-i Umûmiyye[125] adlı eserler bu tür bir şansa sahip olamamışlardır. Genel olarak bu kitaplar “Mâliye Kitaphanesinden” başlığı altında baskı sayısı numarası ve okulun mührü basılarak satışa sunulmuştur.

Sonuç

İkinci Meşrutiyet dönemi başlarında açılması planlanan Mâliye Mektebi oldukça kısa sayılabilecek eğitim döneminde önemli değişimler geçirmiştir. 1909 yılında açılması planlanan ve bunun için hazırlanan talimatnameden vazgeçilerek oldukça farklı bir şekle bürünerek 1910 yılı Mayıs ayının sonlarında eğitime başlayabilmiştir. Mektebin yapısı kısa bir süre sonra yine değişmiş ve 1912 yılında yüksekokul derecesine yükselmiştir. Üç şubesinden ikisinin kapatılmasıyla asli kuruluş amacından uzaklaşan Mâliye Mektebi 1915 yılında lağvedilerek ve Mâliye Nezâreti’yle irtibatı kesilmiş, hocalar, öğrenciler ve demirbaşlarıyla birlikte Dârülfünun Hukuk Mektebi’ne devredilmiştir. Aynı yıl kurulmasına karar verilen Mâliye Tatbîkat Mektebi’nin ise tam tarihi belirlenememekle birlikte 1918 yılına kadar eğitime devam ettiği tahmin edilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bir yıl sonra 1924 yılında Ankara’da aynı unvanla açılan okulun bu mektebin bir devamı olduğu anlaşılmaktadır.

Mâliye Mektebi’nin açılış tarihi Osmanlı Devleti’nin aynı zamanda savaş konjonktürüne girdiği tarihlere denk gelmektedir. Mektebin açılışından (1910) sonra Trablusgarp Savaşı (1911-12), Balkan savaşları (1912-13), Birinci Dünya Savaşı (1914-18) ve Kurtuluş Savaşı (1919-1922) yaşanmıştır. Yaklaşık 11 yıllık yorucu bir savaş dönemi sonunda Osmanlı Devleti yıkılırken yerine Türkiye Cumhuriyeti kaim olmuştur. Bu zorlu süreçte eğitime başlayan Mâliye Mektebi ve Mâliye Tatbîkat Mektebi Mâliye Nezâreti’nin nitelikli insan kaynağını karşılamada önemli rol üstlenmiş, mezunlarından hayatta kalanlar Türkiye Cumhuriyeti Maliye Vekâleti’nin yetişmiş insan kaynağını oluşturmuştur. Mâliye Tatbîkat Mektebi’nin tekrar açılması, nitelikli maliye memurları yetiştirme çabasının yeni dönemde de devam ettirildiğini göstermesi bakımından önemlidir. Mâliye Mektebi’nin diğer önemli bir katkısı hocaların öğrencilere yönelik yazdıkları ders kitaplarının alanlarında yazılan ilk ders kitapları olmasıdır.

Ek 1-1909 Yılı Başında Kurulması Planlanan Maliye Mektebi Nizamname Layihası

Maliye Nezeâreti Dairesi’nde “Mâliye Mektebi” Teşkîline Dair Nizamnâme Lâyıha Müsveddesi

Birinci Madde: Mâliye Nezâreti Dairesinde üç yüz yirmi beş senesi Martı ibtidâsında bir “Mâliye Mektebi” güşâd olunacakdır. Sinîn-i âtiyede derslere Ağustos bidâyetinde mübâşeret edilecek ise de ilk sene müddet-i tedrîsiye üç yüz yirmi beş senesi Martı bidâyetinden Hazîran’ın on beşine kadar olan zamanı da ihtivâ ederek üç yüz yirmi altı senesi Hazîranının on beşine kadar devâm edecekdir.

İkinci Madde: Her sınıfda müdâvimînin adedi yüz yirmiden ibâret olacakdır. Mâliye Nezâreti kalemlerinde ve Dîvân-ı Muhâsebât’da müstahdem mümeyyiz ve kâtiblerden el-yevm otuz beş yaşını geçmemiş olanların işbu mektebe devâmları mecbûrîdir. Bunlar üç kısm-ı mütesâvîye taksîm ile kur‘a ile bir kısmı birinci senede ve iki kısmı gelecek iki senede mektebe kayıd ve ilk senelerde hakk-ı devâmını devamları mecbûrî olanlardan başkalarına terk edenler olursa kabûl olunacakdır. Mâliye Nezâreti’nde ve Dîvân-ı Muhâsebât’da bulunan mümeyyiz ve kâtiblerden sinleri otuz beşi mütecâviz olanların ve devair-i sâire umûr-ı hesâbiyesinde bulunanların devâmları arzularına ve mikdar-ı nizâmînin müsâ‘adesine menût mikdâr-ı nizâmî ikmâl olunamadığı hâlde hâriçden Mekteb-i Sultânî ve Dersaadet ile vilâyet merkezlerinde ve o derecede bulunan mekâtib-i i‘dâdiye mezunların kabûl olunur.

Üçüncü Madde: Memuriyete tayin edilmelerine intizâren Dersaâdet’de bulunan memurîn-i mağzûle sâlifü’z-zikr mikdâr-ı nizâmî hâricinde olmak üzere İstanbul’da kaldıkları müddetçe sâmi‘ sıfatıyla istedikleri derslere devâm edebilirler.

Dördüncü Madde: Mekteb-i müddet-i tahsîliyesi üç seneden ibâretdir. Her sene Ağustos ibtidâsından ertesi sene Hazîran on beşine kadar ders verilip on beş gün zarfında dahi imtihânlar ikmâl olunur.

Beşinci Madde: Cuma günleriyle Ramazan’da ve iki bayram eyyâmıyla devâir-i resmiyenin ta‘tîl edildiği eyyâm-ı resmiye ve sâirede mekteb ta‘tîl olunur. Diğer günlerde derslere öğleden üç sâat evvel başlanılıp bir saat devam olunur. Ve ikinci derse bir çâriyek fâsıla ile girilerek bu ders dahi bir sâat imtidâd eder.

Altıncı Madde: Dersler Ber-vech-i âtîdir:

1. sene haftada saat2. sene haftada saat3. sene haftada saat 
220Hesab ve cebir (Birinci senede hesâb ve ikinci senede cebir gösterilecek ve bi’l-hâssa husûsât-ı mâliyede elzemiyet olan hesâbâta i‘tinâ kılınacakdır
210Usûl-i defterî
211İlm-i İktisad
012Usûl-i Mâliye (Bi’l-cümle vergilerin usûl-i tarh ve tahsîli, masârıfâtın envâ‘ı, itfâ-yı düyûn nazariyâtı, büdçenin usûl-i tanzîm ve icrâsı tamâmen irâe olunacakdır.)
012Nizâmât-ı Mâliye (Mâliye me’mûrlarına ta‘alluk eden bi’l-cümle nizâmâtın ahkâm-ı umûmiyesi telhîsan ve îcâb ettikçe tafsîlen tedrîs olunacakdır.)
002İhtisâ’iyyât (İhsâ’iyyât ilminin esâslarıyla Avrupa devletleri büdçelerine ve nüfûs ve sanâyi‘-i servet gibi müte‘allukâtına ve Devlet-i Osmaniye büdçesine ve ona teferru‘ eden hesâbâta dâir ma‘lûmât i‘tâ olunacakdır.)
665İngilizce ve Fransızca (Müdâvimîn iki kısma taksîm ile bir kısmına İngilizce ve diğer kısmına Fransızca tedrîs olunacakdır. İkişer ikişer mürâca‘at edenlerin arzuları vechile biri bir kısma diğeri kısm-ı âhara kayıd olunup, refîk-i mukâbil bulamayanlar arasında kur‘a çekilecekdir. Lisân dersi ameli ve nazarî irâe olunacakdır.)
121212 

Şu esâs üzerine mekteb müdürü ve mu‘allimleriyle erbâb-ı ihtisâsdan dört zâtdan ibâret bir komisyon marifetiyle mufassal bir program tertîb ve Mâliye nâzırı tarafından tasdîk olunacakdır. İşbu programda ta‘dîlât icrâsı veyâ müte‘addid mu‘allimin teklîfi üzerine program komisyonunun kabûlüne vâbestedir. Her halde programlar bu esâs dâiresinde bulunacakdır.

Yedinci Madde: İmtihanlarda tam numara ondur. Sınıf imtihânlarında tam numaraların nısfını alamayanlar bir sene sınıfda ibkâ ve ikinci senede mektebden kaydları terkîn olunur. Me’zûniyet imtihânında bu mikdâr numara alamayanlar mektebe devâm etmeksizin altışar ay fâsıla ile iki def‘a daha imtihâna dâhil olabilirler. Üç def‘a red olunan şâkird me’zûniyet ruûsu alamaz.

Sekizinci Madde: Fransızca ve İngilizcenin mezuniyet imtihânında Türkçe’den şâkirdânın tederrüs ettiği lisâna ve o lisandan Türkçeye  umûr-ı mâliyeden bir mevzu‘a dâir takrîben beş yüz kelimelik ve oldukça açık yazılmış ibârât nakil etdirilecek ve şâkirdân tahsîl eyledikleri lisânda lâ-akal on dakika mükâleme eyleyecekdir.

Dokuzuncu Madde: Sâmi‘ sıfatıyla devam edenlere müddet-i devâmlarını mübeyyin bir tasdiknâme i‘tâ olunur.

Onuncu Madde: Usûl-i Mâliye, Nizâmât-ı Mâliye, İhsâiyyat, üçüncü sene İktisad ve lisan mu‘allimlerine beher ders için yetmiş beş, diğer mu‘allimlere elli guruş ücret verilecekdir. Müdüriyet erkân-ı hazîneden birine tevdî‘ olunacak ve masraf ve külfetine mukâbil şehri bin guruş ücret i‘tâ edilecek ve ketebe-i mevcûdeden alınacak kâtibe şehrî beş yüz guruş ma‘aş tahsîs olunacakdır. İlk senede bir ve ondan sonra iki odacı istihdâm ile her birine iki yüz elli guruş ma‘aş verilecekdir.

Onbirinci Madde: Mektebin me’zûnları âtiyen me’mûrîn-i mâliye terakkî ve intihâbında hâiz-i rüchân olacaklardır.

Onikinci Madde: Mektebin güşâdından iki sene sonra en son dâhil olanların ikmâl- i tahsîlini müte‘âkib ilgâsı veyâhud mekteb-i sultânî ve mekâtib-i i‘dâdiye mezunlarından mürâca‘at edeceklere mahsûs olmak üzere tevsi‘an ibkâsı başkaca kararlaşdırılacakdır.

Onüçüncü Madde: İşbu nizamnâmenin icrâsına Mâliye Nezâreti me’mûrdur.

Fî 17 Zilhicce sene 1326 ve fî 28 Kânûn-ı evvel sene 1324/10 Ocak 1909

(BEO, nr. 3471-260296, 21 Z. 1326/14 Ocak 1909)

Ek 2– Mâliye Mektebi Talimatnâmesi (1910)

Muktedir maliye memuru yetiştirmek üzere bir mekteb küşadı hususunda Mâliye Nezâretince cereyan eden müzakerat neticesinde bir talimatname kaleme alınmış ve mektebin de birkaç güne kadar Mâliye Nezâretinde küşadı takarrür etmiştir. Talimatnâme-i mezkureyi ber veçhi ati derç ediyoruz:

Mâliye Mektebi Talimatnâmesi

Madde 1- Mâliye Nezâretinde bir tarafdan nezârete merbût memurînlere muktezî gençleri ihzâr ve diğer cihetden el-yevm kadro dâhilinde bulunan daire-i mezkeziye memurinin malumat-ı fenniyelerini tekmil maksadıyla bir “Mâliye Mektebi” te’sîs edilmiştir. Mektep üç şu‘beye münkasımdır.

Madde 2- Birinci şu‘be tahrir-i emlak ile mükellef memurînin ihzâr ve a‘dâdına mahsûsdur. Müddet-i tahsîliye altı ay olup tâlibler bi’l-imtihân ve dâirenin vüs‘ati nisbetinde ve müracaat sırasıyla kabul edilirler. Dersler ber vech-i âtîdir:

(Evvela) İlm-i Hesab [A‘mâl-i erba‘a, kesr-i âdî ve a‘şârî, tenâsüb ve taksîm-i guremâ, mikyâsât-ı cedîde ve atîka]

(Saniyen) Hendese, [Misâha-i sathiye, mücesseme ve usûl-i misâha hakkında ma‘lûmât-ı mücmele]

(Salisen) Kitâbet

Hitam-ı tahsilde talebe mektebde görülen derslerden muallimleri ile Maliye nazırı tarafından tayin olunan memur-ı mahsusdan mürekkep bir heyet-i mümeyyize huzurunda imtihan olunurlar. İmtihanlarda ibraz-ı muvaffakiyet edenlere vergi tahrir memurluğunu ifaya muktedir olduklarını mübeyyin bir şehadetname ita kılınır. Bu şehadetnameyi hamil bulunanlar Mâliye Mektebinde tahsil etmeyen sair namzetlere karşı haiz-i rüçhan olurlar. Şehadetnameyi hamil olmağla beraber teklif olunan memuriyeti müteakip iki defa kabulden istinkaf edenler işbu hakk-ı rüçhandan suret-i katide sakıt olurlar.

Madde 3- İkinci Şube bir tarafdan mal müdürleri ile tahsil memurları ve diğer cihetden muhasebeci, tahsil müdürü veya bunlara mu‘âdil memurları yetiştirmeğe mahsûsdur. Müddet-i tahsîliye birinci kısım için bir ve ikinci kısım için iki senedir. Bu şu‘beye duhûl için dahi hiçbir şart aranmaz.

Yalnız sene-i tedrisiyenin küşadından 3 ay sonra talebe evvela mâlûmat-ı umûmiyyeleri ve saniyen müddet-i mezkure tarafındaki müktesabatı üzerinden bir imtihan geçirmeğe mecbur olub işbu imtihanda isbat-ı ehliyet edemeyenler bir daha kabul edilmemek üzere mektebden ihraç edilirler. İbraz-ı muvaffakiyet eyleyenler ise şerait-i âtîye dâhilinde tahsillerine devam eylerler.

Madde 4- Birinci senede ber-vech-i âtî dersler tedrîs olunur: Evvela ilm-i hesab, saniyen muâmelât-ı hesabiye, salisen teşkîlât-ı mâliyenin esasları, tekâlîfin tarh ve tahsil ve tayini hakkında mâlûmat-ı mücmele, rabian kitâbet, hamisen Fransızca (ihtiyari) bu ders ikinci kısma hazırlayanlar içün mecburidir.

Birinci sene hitamında talebenin muallimin ile nazırın memur-ı mahsusundan müretteb bir heyet-i mümeyyize huzurunda imtihanları bil-icrâ hâsıl olacak neticeye göre ya bil-külliye mektebden ihraç veya birinci kısım dâhilindeki memuriyetler içün tasnif yahud da bir sene daha tahsilde devam ederek ikinci kısma aid memuriyetlere ihzar olunurlar.

Madde 5- İkinci sene tedrisatı ber-vech-i âtîdir: evvela: muhâsebe-i umûmiyye-i mâliyenin esasları âmir-i îtâ ile muhâsibler hakkında cari kavâid, Dîvân-ı Muhâsebat, büdçe; saniyen: hukuk-ı idâre ve teşkîlât-ı idâre; salisen: İlm-i İktisad, İhsaiyat; rabian: Memâlik-i Osmanîyede mâliyece ve düyûn-ı umûmiyye idâresi marifetiyle tahsil edilen tekâlîfin suret-i tarh ve cibâyeti; hamisen: Coğrafya-yı Osmânî ve hemcivar hükümet coğrafyası; sadisen: Sultan Mahmud devr-i saltanatından zamanımıza kadar olan tarih-i Osmânî; sabian: kitâbet; saminen: Fransızca

İkinci sene hitamında talebe muallimin ile nazırın tevkil edeceği bir veya birkaç zatdan mürekkeb heyet-i mümeyyize huzurunda imtihan edilerek ikinci kısım dahilindeki memuriyetlere intihaba layık görülmeyenler birinci kısım dahilindeki memuriyetlere girebilmek içün birinci sene talebesiyle beraber tekrar imtihanlara duhul hakkını haiz olacaklardır.

Madde 6– İkinci şube talebesi birinci sene tahsiliye ibtidâsında iki ve ikinci sene-i tahsiliye bidâyetinde üç lira teminat îtâsıyla mükellef olub hitam-ı tahsilde teklif olunan memuriyeti red ile hizmet-i hükümete duhulden feragat eylerlerse işbu mebâliğ-i ücret tahsiliye makamında hazîne mande edilir.

Madde 7- Birinci ve ikinci kısım memuriyetlere ehliyeti mutazammın olarak verilen şahâdetnâmeler Mâliye Mektebi mezunlarına vezâif-i mezkureye intihab emrinde mutlak bir hak tercih bahş eyler. Bu maksadla her sene ahzına kesb-i istihkak edenlerin her iki kısım içün dereceleri sırasıyla bir cedveli bit-tanzim devâir-i âidesine tebliğ olunur. Daire-i mezkure işbu cedvelde esamisi muharrer olan kimseleri yerleştirmezden evvel hariçden hiçbir namzed tayin eyleyemez. Ancak emr-i tayinde derece-i tayinine riayete mecbur değildir.

Madde 8-Mekteb diplomasını haiz olup da kendisine teklif olunan memuriyeti kabul etmeyen kimse o sene zarfında hak tercihinden mahrum edilerek resen sene-i âtîye cedvelinin bâlâsına kayd edilir. Ve üç defa müteakiben cevab-ı red verenlerin esamisi cetvelden suret-i kat’ide tay ve ihraç olunur. 

Madde 9-Üçüncü şube Mâliye Nezâreti memurlarına veya nezâret-i müşârülileyhaya doğrudan doğruya veya dolayısıyla merbut bulunan devâir memuriyetine mahsus olub bunların memuriyetlerine devam ile beraber mâlûmat-ı amîka-yı idâreye istihsal edebilmelerini tayin maksadıyla teşkil edilmiştir.

Madde 10– Birinci senede mevadd-ı âtîye tedris olunur. Evvela: riyâziyat, saniyen: muâmelât-ı mütenevvia-yı hesabiye hakkında mâlûmat-ı mücmele, salisen: ilm-i iktisad, ihsaiyat, rabian: hukuk-ı idâre ve teşkîlât-ı idâre, hamisen: Sultan Mahmut devr-i saltanatından zamanımıza kadar olan devre-i tarihçe-i Osmanîye, sadisen: Coğrafya-yı Osmani ve bahr-ı sefid ve bahr-ı siyah havzaları coğrafyası, sabian: Fransızca.

Madde 11– İkinci sene-i tahsiliye dahi evvela: faiz usulleri  amortisman hesapları, saniyen: muhâsebe-i umûmiyye-i mâliye kavâid-i esâsiyyesi, âmir-i îtâlar ile muhâsiblere müteallik kavâid, Dîvân-ı Muhâsebat, salisan: Memâlik-i Osmanîde mâliyece ve dîvân-ı umûmiyye marifetiyle tahsil olunan tekâlîfin sûret-i tarhı ve cibâyeti, rabian: Memâlik-i Osmanîye ve ecânibde büdçe kavânini ve büdçeye  müteallik hukuk, hamisen: hukuk-ı esâsiyyenin kavâid-i umûmiyyesi, tefrik-i kuvâ; sadisen: kapitülasyonların mâliyeye müteallik aksamı; sabian: kitâbet; saminen: Fransızca

İkinci sene hitamında talebe, muallimin ile nazırın tevkil eylediği memûrin-i mahsûsadan mürekkeb heyet-i mümeyyize huzurunda bir imtihan geçirerek isbat-ı ehliyet eyledikleri halde ahz edecekleri şahâdetnâmeler terfî ve terakkîlerinde nazar-ı îtibâra alınacak ve kendilerine bir kıdem hakkı bahş eyleyebilecektir.

(Tanin, nr. 557, 10 Ra. 1328/9 Mart 1326/22 Mart 1910, s.3)

Ek 3-Maliye Mektebi Talimatnamesi(1912)

Maliye Mektebi Talimatnâmesi

Madde: 1 Mâliye Nezâretinde bir tarafdan nezârete merbût memurînlere muktezî gençleri ihzâr ve diğer cihetden el-yevm kadro dâhilinde bulunan müstahdemîn-i hâzıranın mâlumat-ı fenniyelerini ikmâl maksadıyla bir “Mâliye Mektebi” te’sîs edilmiştir.

Mektep üç şu‘beye münkasımdır.

Madde: 2 Birinci Şu‘be: Tahrir ve tahsil şubesidir ki, tahrir ve tahsil ile mükellef memurînin ihzâr ve a‘dâdına mahsûsdur. Müddet-i tahsîliye altı ay olup tâlibler bi’l-imtihân ve dâirenin vüs‘ati ve görülen lüzûm nisbetinde kabul edilir. Bu hususda ber-vech-i âtî dersler tedrîs olunur:

(1) İlm-i Hesab [A‘mâl-i erba‘a, kesr-i âdî ve a‘şârî, tenâsüb ve taksîm-i guremâ, mikyâsât-ı cedîde ve atîka]

(2) Hendese [Misâha-i sathiye, mücesseme ve usûl-i misâha hakkında ma‘lûmât-ı mücmele]

(3) Tahrîr mu‘âmelatı [Musakkafat Kânunu ve Müteferri‘âtı]

(4) Ale’l-umûm Tekâlîf hakkında ma‘lûmât-ı mücmele

(5) Usûl-i tahsîl ve ta‘kîb-i tekâlîf

(6) Kitâbet

Hitâm-ı tahsîlde talebe mektebinde görülen derslerden, mu‘allimleri ile maliye nazırı tarafından ta‘yîn olunan memur-ı mahsûsdan mürekkeb bir heyet-i mümeyyize huzûrunda imtihân olunurlar. İmtihanlarda ibrâz-ı muvaffakiyyet edenlere vergi tahrîri memurluğunu ve tahsildarlığını ifaya muktedir olduklarını mübeyyin bir şehadetname i‘tâ kılınır. Bu şehadetnâmeyi hâmil bulunanlar mâliye mektebinde tahsil etmemiş sair namzedlere karşı hâiz-i rüchân oldurlar. Şehadetnâmeyi hâmil olmağla beraber teklîf  olunan memurîni müte‘âkiben iki defa kabulden istinkâf edenler işbu hakk-ı rüchândan sûret-i kat‘iyyede sâkıt olurlar.

Madde: 3 İkinci Şube Maliye Şu‘besidir ki: Mal müdürleri ile tahsil memurları ve muhasebeci, tahsil müdürü veya bunlara mu‘âdil memurları yetiştirmeğe mahsûsdur. Müddet-i tahsîliye iki senedir. Bu şu‘beye duhûl için mekâtib-i i‘dâdiyeden mezuniyet şarttır. Ashâb-ı mürâca‘at ziyade olunca ulûm-ı riyâziye, tabî‘iyye ve lisâniyyeden musâbaka icrâ olunur.

Madde: 4 Birinci senede ber-vech-i âtî dersler tedrîs olunur:

(1) İlm-i iktisad

(2) Tarih-i mâlî-i Osmânî

(3) Tekâlîf kavâ‘id-i umûmiyyesi

(4) Teşkîlât-ı mâliye

(5) Emlâk-ı devlet [Emlâk-ı arziye, mebânî-i emîriyye, emlâk-ı sanâiyye, ve inhisârlarla şimendüferler ve postalar]

(6) Bilâ-vâsıta tekâlîf kânunları

(7) Bilâ-vâsıta tekâlîf kânunları

(8) Usûl-i defterî ve vezne mu‘âmelâtı

(9) Malûmât-ı Hukûkiye [Mecelle’nin aksâm-ı lâzımesi ile icrâ kânunu)

(10) Hesâb ve Hendese

(11) Kitâbet

Madde: 5 İkinci senede ber-vech-i âtî dersler tedrîs olunur:

(1) İlm-i İktisad

(2) Coğrafya-yı iktisad

(3) Teşkîlât-ı idâre

(4) Büdçe hukûku

(5) Usûl-i muhâsebe-i umûmiyye

(6) İhsâiyyât [Tahrîr-i mâlîler]

(7) Hukûk-ı düvel [Kapitülasyonlar, Ticâret Mukâveleleri]

(8) Ma‘lûmât-ı hukûkiye

(9) Vergi Kanunları

(10) Tarih-i ahîr-i siyâsî ve mâlî

Her sene hitâmında talebe mu‘allimîn ile nâzırın memûr-ı mahsûsundan müretteb bir heyet huzûrunda imtihân edilir.

Madde: 6 Bâlâda mezkûr memûriyetlere ehliyeti mutazammın olarak verilen şehadetnâmeler mâliye mektebi mezunlarına vezâif-i mezkûreye intihâb emrinde mutlak bir hakk-ı tercîh bahş eyler. Bu makûle her sene şehâdetnâme ahzına kesb-i istihkâk edenlerin mezkûr memuriyetler için dereceleri sırasıyla bir cedveli bi’t-tanzîm devâr-i âidesine tebliğ olunur. Dâire-i mezkûre işbu cedvelde esâmisi muharrer olan kimseleri yerleştirmezden evvel hâricden hiçbir namzed ta‘yîn eyleyemez. Ancak emr-i nasbında derece-i ta‘ayyününe ri‘âyet mecbûr değildir.

Madde: 7 Mekteb diplomasını haiz olup da kendisine teklif olunan memuriyeti kabul etmeyen kimse o sene zarfında hakk-ı tercîhden mahrûm edilerek re’sen sene-i âtiye cedvelinin bâlâsına kayıd edilir ve üç defa müte‘âkiben cevâb-ı red verenlerin esâmîsi cedvelden sûret-i kat‘iyyede tay ve ihrâç olunur.

Madde: 8 Üçüncü şu‘be: Müstahdemîn-i hâzıra şu‘besidir ki: Mâliye Nezâreti memurlarına veya nezaret-i müşârun-ileyhâya doğrudan doğruya veyâ dolayısıyla merbût bulunan devâir memûrînine mahsûs olup bunların memûriyetlerine devam ile berâber ma‘lûmât-ı amîka-i idâriye istihsâl edebilmelerini te’mîn maksadıyla teşkîl edilmişdir.

Müddet-i tahsîliye iki sene olup birinci senede mevâdd-ı âtiye tedrîs olunur:

(1) Riyâziyât

(2) Usûl-i defterî-i mâlî

(3) İlm-i iktisad, ihsâiyyât

(4) Hukûk-ı idâre ve teşkîlât-ı idâre

(5) Tarih-i ahîr-i Osmânî [Sultan Mahmud devr-i saltanatından zamanımıza kadar olan devre-i târihiyye-i Osmâniye)

(6) Coğrafya-yı İktisâdî-yi Osmânî [Coğrafya-yı Osmânî ve Bahr-ı sefîd havzaları coğrafyası]

Madde: 9 İkinci senede dahi ber-vech-i âtî dürûs tedrîs olunur:

(1) Kavâ‘id-i İktisâdiyye [Fâiz usülleri, amortisman hesâbları]

(2) Usûl-i muhâsebe-i umûmiyye [Muhâsebe-i umûmiyye-i mâliye kavâ‘id-i esâsiyyesi, âmir-i i‘tâlarla muhâsiblere müte‘allik kavâ‘id, Dîvân-ı muhâsebât]

(3) Tekâlîf-i Osmâniye [Memâlik-i Osmâniyede Mâliyece ve Düyûn-ı Umûmiyye ma‘rifetiyle tahsîl olunan tekâlîfin sûret-i tarh ve cibâyeti]

(4) Büdçe hukûk-ı Osmaniye ve ecnebiyesi [Memâlik-i osmaniye ve ecnebiyede büdçe kavânîni ve büdçeye müte‘allik hukûk]

(5) Hukûk-ı Esâsiyye [Hukûk-ı esâsiyyenin kavâ‘id-i umûmiyesi, tefrîk-i kuvvâ]

(6) Kapitülasyonlar Maliye’ye müte‘allik aksâmı

Birinci ve ikinci sene hitâmında talebe, mu‘allimîn ile nâzırın tevkîl eylediği memûrîn-i mahsûsadan mürekkeb heyet-i mümeyyize huzûrunda bir imtihan geçirerek isbât-ı ehliyet eyledikleri hâlde ahz edecekleri şehadetnâmeler terfî‘ ve terakkîlerinde nazar-ı i‘tibara alınacak ve kendilerine bir kıdem hakkı bahş edilecekdir.

(ŞD, nr. 460-27, 5 R. 1330/24 Mart 1912, lef 4)

Ek 4: Maliye Mektebi Müdürü Mustafa Zühtü İnhan’ın Mezarı (Foto)

Edirnekapı Şehitliği-Mehmet Akif Ersoy’un mezarından aşağı doğru inildiğinde hemen solda aile mezarlığında. Mezar taşı kitabesi kırıldığından yenisinin dikildiği, doğum ve vefat tarihlerinin biyografisinden farklı yazıldığı dikkat çekmektedir.

Ek 5-Maliye Mektebi Maliye Şubesi öğrencilerinden Hukuk Mektebi’ne devam eden Hüseyin Fehmi’nin karnesi

Mülgâ Mâliye Mektebinin üçüncü sınıfdan naklen Hukuk Fakültesinin üçüncü sınıfına gelen Hüseyin Fehmi Efendi’nin kazandığı notlar
Maliye Mektebi Maliye Şubesi Birinci Sınıf: 1329-1330/1913-1914
Hukuk-ı İdâreİlm-i İktisadİlm-i MâlîUsûl-ı Defterî-i MâlîMâlûmat-ı Hukukiye-ı MâlîRiyâziyat-ı MâlîTekâlîf-i Müteferrika KanunlarıKitâbetEmlâk ve Temettüat KanunlarıYekün
67584 1/25 1/475956 3/4
Maliye Mektebi Maliye Şubesi İkinci Sınıf: 1330-1331/1914-1915
İktisadİstatistikİlm-i MâlîTeşkîlât-ı MâliyeHukuk-ı Düvel-i MâlîMâlûmat-ı Hukukiye-i MâliyeNakd ve Îtibâr-ı MâlîUsûl-ı Muhâsebe-i UmûmiyyeUsûl-ı Defterî-i MerkezîÂşar ve Ağnam KanunlarıYekün
8794 1/275566764 1/2
Hukuk Fakültesi üçüncü sınıf: 1332-1333/1916-1917
Usûl ve Kavânin-i MâliyeHukuk-ı MedenîUsûl-ı FıkıhUsûl-ı Hukukiye ve İcrâTicâret-i Berriye  (Kara)Ticâret-i Bahriyye (Deniz)Hukuk-ı Hususiye-i DüvelHukuk-ı AmmeTıbb-ı AdlîYekün
56888877966
Hukuk Fakültesi Doktora (müntehî) Sınıfı: 1333-1334/1917-1918
İktisâd-ı UmûmîTeşkîlât-ı Mâliye ve Tarihi Mâlî-i Osmanîİstatistikİlm-i MâlîHukuk-ı AmmeHukuk-ı Hususiye-i DüvelHukuk-ı EsâsiHukuk-ı İdâreTarih Nazariyat-ı İktisâdîyeBeynelmilel Mesâil-i İktisâdîyeİktisâd-ı ZiraiTarih-i İdârî-i OsmanîYekün
88979959578690
Şehadetnâme (Diploma) derecatının tayininde vasatî numaralar ber vech-i atidir
Hukuk-ı İdâreHukuk-ı Esâsiİktisadİlm-i MâlîİstatistikHukuk-ı AmmeHukuk-ı Hususiye-i DüvelHukuk-ı Düvel-i MâlîMâlûmat-ı Hukukiye-i MâliyeTeşkîlât-ı Mâliye ve Tarih-i Mâlî-i OsmanîTarih-i İdâre-i Osmanîİktisad-ı Zirai
7 1/257 2/36 1/288874 3/46 1/468
Tarih-i Nazariyat-ı İktisâdîyeBeynemilel Mesâil-i İktisâdîyeUsûl-i Defterî-i MâlîRiyâzat-ı MâliyeNakd ve Îtibâr-ı MâlîUsûl-ı Defterî-i MerkezîEmlâk ve Temettüat KanunlarıÂşar ve Ağnam KanunlarıUsûl-ı Muhâsebe-i UmûmiyyeTekâlifat-ı Müteferrika KanunlarıTıbb-ı AdlîUsul-ı Fıkıh
5785 1/456976798
Ticâret-i BerriyeTicâret-i BahriyyeKitâbetYekünKuyuda mutabıktır. Fi 23 Haziran 1335/23 Haziran 1919 Mühür –İstanbul Dârülfununu Hukuk Fakültesi müdüriyeti
885196 11/12

Kaynak: MF.ALY, nr. 136-50, 29 Mayıs 1335/29 Mayıs 1919.


[1] Dr., Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu. Ankara Maliye Meslek Lisesi 1986 mezunu. Email:huseyin.al@gmail.com. Bu çalışmanın oluşmasına Maarif Ansiklopedisine hazırladığı “Maliye Mektebi” maddesi ve elindeki basın malzemesini paylaşmasıyla büyük katkı sağlayan Ömerül Faruk Bölükbaşı’ya, metni okuyup gözden geçiren Yakup Akkuş’a, okunamayan kelimelerin çözümüne yardımcı olan Salih Kahriman’a müteşekkirim. Yine belge ve kaynak tedariki konularında paylaşım inceliği gösteren Ali Adem Yörük, Şevket Kamil Akar, İlker Aykut, Hasan Ali Çakmak, Muhammet Ali Yapıcı’ya, mezarlık ziyaretinde eşlik eden İlker Gazi’ye de ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.

[2] https://yeni.maliyeokulu.org.tr/?page_id=36.Erişim tarihi 26.07.2024. Dernek sayfasında verilen bilgilerin kaynağı  tarihçi Enver Behnan Şapolya’ya (1900 – 1972) aittir. Ayrıca Maliye okulları için hazırladığı üç ciltlik Türkiye Tarihi (1947) kitabının da yazarı olduğuna dair bilgi vardır. Bkz.  https://tr.wikipedia.org/wiki/Enver_Behnan Şapolyo.

[3] Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, Cilt 3-4, Eser Matbaası, İstanbul, 1977, s. 1511-1515.

[4] Bu eserler ve tezler için bkz. Mustafa Ergün, İkinci Meşrutiyet Devrinde Eğitim Hareketleri (1908-1914), Ocak Yayınları, Ankara, 1996, s 406-408; Mustafa Kılınç, “Türkiye’de Mesleki Teknik Eğitimin Tarihi Gelişimi (1908–1986)”, Doktora Tezi, A.Ü. Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, 2013, s. 187-189. Osmanlı arşiv belgelerini kullanmayan bu çalışmaların büyük oranda Ergin’e dayandığı görülmektedir.

[5] Ömerül Faruk Bölükbaşı, “Maliye Mektebi”, Türk Maarif Ansiklopedisi, 3 Cilt, TÜBA-Türkiye Bilimler Akademisi, Ankara, 2024(yayın aşamasında). 

[6] Ahmet Ak, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e MALİYE OKULU – (Public) Finance School From The Ottoman Empire To The Republic”, https://www.vergisizdunya.net/yazi/osmanlidan-cumhuriyete-maliye-okulu/2021/11/11/erişim tarihi 18.08.2024; Yusuf İleri, “Maliye Okulu 100 yaşında… İhtiyaç her zamankinden fazla… Hukuken açık fiilen kapalı”, https://www.odatv.com/yazarlar/yusuf-ileri/maliye-okulu-tarihi-ne-zaman-acildi-neden-kapandi-120044205 erişim tarihi 18.08.2024; Çiğdem Boz, “Kamuculuk ve devletçilik arasında bir okul: Maliye Meslek Lisesi”, Politikyol, https://politikyol.com/kamuculuk-ve-devletcilik-arasinda-bir-okul-maliye-meslek-lisesi erişim tarihi 18.08.2024.

[7] Mehmet Genç, Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2000, s. 186-195; Murat Çizakça, İslam Dünyasında ve Batı’da İş Ortaklıkları Tarihi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1999, s.159-170

[8] Osmanlı iç ve dış borçlanması, menkul kıymet borsasının gelişimi konularında ayrıntılar için bkz. Hüseyin Al ve Şevket Kamil Akar, Osmanlıdan Günümüze Borsa Cilt 1: Galata Borsası 1830-1873; Cilt 2: Dersaadet Tahvilât Borsası 1874-1928, Borsa İstanbul Yayını, İstanbul, 2013-2014; Esma Gül Yetiş Doğan, Osmanlı İç Borçlanma Sisteminde Modernleşme 1839-1881, Vakıfbank Kültür Yayınları, İstanbul, 2022.

[9] Bölükbaşı, a.g.a.m.(adı geçen ansiklopedi maddesi).

[10] Bölükbaşı, a.g.a.m.; Ergin, a.g.e.(adı geçen eser), Cilt 3, s. 1082-84. Ergin, Sait Paşa’nın görevde bulunduğu süreleri hesaplayarak okulun 3 yıl devam etmiş olabileceğini, kapanmasının da bu mektebin bazı derslerini programına alan ve yeni kurulan Mekteb-i Mülkiye’nin sebep olmuş olabileceğini ifade etmektedir. Ancak okulun kuruluş yılı olarak verdiği 1878 yılında Mehmed Said Paşa sadrazamlık koltuğunda bulunmamaktadır. Bu göreve 1879 yılı sonunda geldiğinden hareketle kuruluş tarihinin 1880 olması kuvvetle muhtemeldir. Ergin’den hareketle Koçer, Kılınç ve Pakalın bu mektebin kuruluşu için 1878 yılını vermişlerdir. Bkz. Kılınç, a.g.t.(adı geçen tez), s. 84; Hasan Ali Koçer, Türkiye’de Modern Eğitimin  Doğuşu ve Gelişmesi, MEB Yayınları, İstanbul, 1991, s. 160; Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Cilt 2, MEB Devlet Kitapları, İstanbul 1993, s. 453.

[11] Maliye Nezareti 1867-1922 yılları arasında Beyazıt’ta Fuad Paşa Konağı olarak da bilinen binada yerleşiktir. Bugün İ.Ü. Eczacılık Fakültesi olarak kullanılmaya devam edilen binadır.

[12]  Ergin, a..g.e., s. 1511; Ergün, a.g.e., s. 406-407.

[13] BEO(Babıali Evrak Odası), nr. 3471-260296, lef 4, 17 Zilhicce 1326/10 Ocak 1909.

[14] BEO, nr. 3471-260296, lef 2, 17 Zilhicce 1326/10 Ocak 1909.

[15] a.b. (aynı belge), lef 2, 17 Zilhicce 1326/10 Ocak 1909; lef 3, t.y. (tarih yok).

[16] a.b., lef 4, 11 Ocak 1909; lef 1, 20 Zilhicce 1326/13 Ocak 1909; MV(Meclis-i Vükela Mazbataları), nr. 123-32, 17 Zilhicce 1326/10 Ocak 1909.

[17] “Maliye Mektebi”, Tanin, nr. 167, 25 Zilkade 1326/18 Ocak 1909, s. 3.

[18] “Maliye Mektebi”, Tanin, nr. 489, 31 Kânunuevvel 1325/13 Ocak 1910, s. 3.

[19] Sabah, nr. 7344, 21 Safer 1328/3 Mart 1910, s. 2.

[20] Ayrıntılar için bkz. Ek 2: “Mâliye Mektebi Talimatnâmesi”, Tanin, nr. 557, 10 Rebiülevvel 1328/22 Mart 1910, s.3.

[21] Tanin, nr. 588, 21 Safer 1328/18 Şubat 1325/3 Mart 1910, s. 3.  BEO, nr. 3773-282917, 24 Cemaziyelahir 1328/3 Temmuz 1910. Arşiv belgesinde adı defterden silinen ile kastedilen husus İttihat ve Terakki hükümetinin iktidara gelmesiyle devlet memurları sayısının azaltılmasına –tensikata- gidilmesi, bunun sonucunda çok sayıda memurun boşta kalmasıdır.

[22] Tanin, nr. 619, 10 Mayıs 1326/23 Mayıs 1910, s. 4; Sabah, nr. 7425, 14 Cemaziyelevvel 1328/23 Mayıs 1910, s.3

[23] Tanin, nr. 622, 13 Mayıs 1326/26 Mayıs 1910, s.3; Sabah, nr. 7429, 18 Cemaziyelevvel 1328/27 Mayıs 1910, s.3.

[24] Bölükbaşı, a.g.a.m.

[25] MF.MKT(Maarif Nezareti Mektubi Kalemi), nr. 1151-49, 16 Rebiülahir 1328/27 Nisan 1910.

[26] BEO, nr. 3785-283845, 20 Receb 1328/28 Temmuz 1910.

[27] “Mâliye Mektebi Müsabakası”, Sabah, nr. 7472, 2 Receb 1328/9 Temmuz 1910, s. 4.

[28] “Mâliye Mektebi imtihanları”, Tanin, nr. 808, 18 Teşrinisani 1910/10 Kasım 1910, s. 5

[29] “Maliye Mektebi Müsabakası”, Sabah, nr. 7606, 21 Zilkade 1328/23 Kasım 1910, s. 4.

[30] ML.EEM (Maliye Nezareti Emlâk-ı Emîriyye Müdüriyeti), nr. 870-24, lef 1, 12 Nisan 1327/25 Nisan 1911.

[31] a.b.(aynı belge), lef 2, 3, 4, 5, 6, 8, 9 ve 10; lef 7, 23 Temmuz 1327/5 Ağustos 1911.

[32] a.b., lef 11, 18 Eylül 1327/1 Ekim 1911; lef 12, 28 Eylül 1327/11 Ekim 1911, lef 13, 10 Teşrinievvel 1327/23 Ekim 1911; MV, nr. 157-44, 16 Şevval 1329/10 Ekim 1911; BEO, nr. 3947-295967, 18 Şevval 1329/12 Ekim 1911.

[33] “Tekâlif Kavâidi”, Tanin, nr. 1001, 2 Haziran 1327/5 Temmuz 1911, s. 6. Kitabın fiyatı İstanbul için 15, taşra için 18 kuruş olarak belirlenmiştir.

[34] “Mâliye Mektebine duhul içün şerait-i kabul”, Sabah, nr. 7882, 6 Ramazan 1329/30 Ağustos 1911, s.3.

[35] “Mâliye Nezâretinden”, Tanin, nr. 1121, 3 Teşrinievvel 1327/16 Ekim 1911, s.5.

[36] MF.ALY(Maarif Nezareti-Tedrisat-ı Aliye Dairesi), nr. 24-26, lef 1, 20 Eylül 1327/3 Ekim 1911; lef 2, 11 Kânunuevvel 1327/24 Aralık 1911.

[37] a.b., lef 2, 19 Kanunuevvel 1327/1 Ocak 1912.

[38] MF.ALY, nr. 23-78, 21 Muharrem 1330/11 Ocak 1912.

[39] MF.ALY, nr. 24-26, lef 3, 7 Kânunusani 1327/20 Ocak 1912; lef 4, 21 Kânunusani 1327/3 Şubat 1912.

[40] ŞD(Şura-yı Devlet), nr. 460-27, 5 Rebiülahir 1330/24 Mart 1912.

[41] ŞD, nr. 461-30, 11 C. 1330/28 Mayıs 1912; BEO, nr. 4047-303478, 16 Cemaziyelahir 1330/2 Haziran 1912.

[42] MF.ALY, nr. 28-14, 19 Cemaziyelahir 1330/5 Haziran 1912; BEO, nr. 4054-304047, 9 Cemaziyelahir  1330/24 Haziran 1912.

[43] ML.EEM, nr.917-36, lef 1, 20 Şubat 1327/4 Mart 1912; lef 5, 25 Mart 1328/7 Nisan 1912; lef 7, 10 Mart 1328/23 Mart 1912; lef 8-9, 25 Mart 1328/7 Nisan 1912; lef 13, 23 Mayıs 1328/5 Haziran 1912; lef 15, 1 Haziran 1328/14 Haziran 1912, 10 Haziran 1328/23 Haziran 1912.

[44] ML.EEM, nr. 1059-1, lef 1, 3 Haziran 1328/16 Haziran 1912; lef 3, 13 Haziran 1328/26 Haziran 1912.

[45] a.b., nr. 1059-1, lef 27, 9 Kânunusani 1328/22 Ocak 1913; lef 48, 20 Mayıs 1329/2 Haziran 1913; lef 55, 21 Teşrinievvel 1329/3 Kasım 1913; lef 62, 10 Şubat 1329/23 Şubat 1914.

[46] 1912 yılına ait talimatnamede bu şubenin adının da Tahrir ve Tahsil şekline dönüştüğü görülmektedir. Bkz. Ek 3.

[47] “Mâliye Mektebi”, Sabah, nr. 8175, 7 Rebiülahir 1330/22 Haziran 1912, s.3; “Maliye Mektebi”, Tanin, nr. 1414, 25 Temmuz 1328/7 Ağustos 1912, s. 5.

[48] Tanin, nr. 1408, 19 Temmuz 1328/1 Ağustos 1912, s. 5.

[49] “Mâliye Mektebi”, Sabah, nr. 8260, 6 Şevval 1330/18 Eylül 1912, s. 4; “Mâliye Mektebi”, Tanin, nr. 1445, 6 Eylül 1328/19 Eylül 1912, s. 6.

[50] MF.ALY, nr. 38-73, 22 Rebiülahir 1331/31 Mart 1913.

[51] MF.ALY, nr. 43-5, 27 Rebiülahir 1331/4 Nisan 1913.

[52] MF.ALY, nr. 40-107, 14 Mayıs 1913. Belgenin konusu doğrudan Maliye Mektebi ile ilgili olmamakla beraber Maliye Mektebi’nde verdiği dersler de bu süre zarfında iptal edilmiş ya da başka bir hoca görevlendirilmiş olabilir.

[53] “Mâliye Mektebinin İkmal İmtihanları”, Sabah, nr. 8635, 19 Şevval 1331/1 Ekim 1913, s. 4.

[54] “Maliye Mektebinin Kabul Şeraiti”, Sabah, nr. 8646, 7 Zilkade 1331/8 Ekim 1913, s. 3.

[55] Sabah, nr. 8675, 10 Zilhicce 1331/10 Kasım 1913, s.4.

[56] Sabah, nr. 8946, 22 Ramazan 1332/14 Ağustos 1914, s.3.

[57] MF.ALY, nr. 55-89, 29 Kanunuevvel 1329/11 Ocak 1914. Mehmed Subhi Efendi Maliye Mektebi’nin 3 Eylül 1912 tarihinde müracaat etmiş ve okula kabul edilmiştir. 7 Ocak 1914 tarihinde de kaydını yenilemiştir. 

[58] Sabah, nr. 8997, 22 Eylül 1330/5 Ekim 1914, s. 4. Gazete ilanı biraz kafa karıştırıcıdır. İlanın verildiği Sabah Gazetesi’nin nüshası Rumi takvime göre 22 Eylül 1330/5 Ekim 1914 tarihlidir. Bu durumda okulun eğitime yine Rumi takvime göre 1 Teşrinievvel 1330/14 Eylül 1914 tarihinde başlayacağı anlaşılıyor. Adayların başvuru yapabilmesi için 10 günlük bir süre bulunuyor.

[59] “1331 Maârif ve Maliye Büdçelerinin Bazı Faslından Tayy ve Tenzîl Sûretiyle Sene-i Mezkûre Maârif Büdçesine Tahsîsât-ı Fevkâlâde Olarak 3.420.040 Kuruş İlâvesi Hakkında Kanûn-ı Muvakkat”, Düstur, Tertip 2, Cilt 7, s. 715.

[60] MF.MKT, nr. 1212-15, lef 3, 2 Eylül 1331/15 Eylül 1915.

[61] a.b., lef 2, 30 Ağustos 1331/12 Eylül 1915; lef 1, t.y.

[62] MF.ALY, nr. 83-30, 17 Eylül 1331/30 Eylül 1915.

[63] MF.ALY, nr. 83-69, 29 Eylül 1331/12 Ekim 1915.

[64] MF.ALY, nr. 85-61, 20 Teşrinievvel 1331/2 Kasım 1915.

[65] MF.ALY, nr. 136-50, 29 Mayıs 1335/29 Mayıs 1919.

[66] MF.ALY, nr. 83-43, 17 Eylül 1331/30 Eylül 1915.

[67] MF.ALY, nr. 71-27, 26 Zilkade 1333/5 Ekim 1915.

[68] MF.İMF(Maarif Nezareti-İstanbul Maarif Müdüriyeti), nr. 93-77, 1 Muharrem 1334/9 Kasım 1915.

[69] Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, Devre: 3, Cilt: 1, İçtima senesi: 2, Yirmi beşinci İnikad, 26 Kânunusani 1331 (1915) Salı/8 Şubat 1916, s. 571-518.

[70] Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, s. 517.

[71] Bu tarihte Maliye Nezareti müsteşarı, dönemin önemli bilim adamı ve bürokratlarından olan Hasan Tahsin Aynî’dir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Uğur Avcı, “Mülkiyelilerin “Baba”sı: Aynîzade Hasan Tahsin (1876-1962)”, Anasay, Yıl:7(2023), Sayı:23, s. 171-199.

[72] Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, s. 517.

[73] Meclis-i Mebusan Zabıt Ceridesi, s. 518.

[74] ML.EEM, nr. 1213-18, lef 3, 20 Nisan 1332/3 Mayıs 1916.

[75] a.b., lef 1, 7 Mayıs 1332/20 Mayıs 1916. Hazırlanacak dershanenin krokisi, tadilat ve tamirata dair belgeler ve harcanacak tutarın kalemler itibariyle tasnifi için bkz. a.b., lef 1,  4, 5, 6, 7, 8. 9.

[76] a.b., lef 10, 19 Mayıs 1332/1 Haziran 1916; lef 21, 9 Haziran 1332/22 Haziran 1916. Keşfin ayrıntılarına ilişkin belgeler için bkz. lef 11, 12, 13, 14.

[77] a.b., lef 15, 11 Ağustos 1332/24 Ağustos 1916. Diğer belgeler için bkz. lef16, 17, 18, 19, 20, 22, 23.

[78] a.b., lef  24, 26 Teşrinievvel 1332/8 Kasım 1916. Yeni keşfe, krokiye ve harcama kalemlerine ilişkin bilgiler için bkz. a.b., lef  25, 26, 27, 28, 29.

[79] a.b., lef 29, 13 Teşrinisani 1332/26 Kasım 1916; lef 28, 17 Teşrinisani 1332/30 Kasım 1916; lef 30, 27 Teşrinisani 1332/10 Aralık 1916.

[80] Mekteple ilgili talimatnamenin hazırlandığı belirtilmekle birlikte bu evraka henüz tesadüf edilmemiştir.

[81] ML.EEM, nr. 1203-18, 9 Ağustos 1332/22 Ağustos 1916.

[82] ML.EEM, nr. 1261-35, 27 Mayıs 1334/27 Mayıs Şubat 1918; nr. 1274-36, 4 Ağustos 1334/4 Ağustos 1918;

[83] ML.EEM, nr. 1340-38, 30 Teşrinisani 1336/30 Kasım 1920.

[84] Cumhuriyet, nr. 60, 5 Temmuz 1924, s. 3.

[85] https://yeni.maliyeokulu.org.tr/?page_id=36.Erişim tarihi 26.07.2024.

[86] BCA(Başkanlık Cumhuriyet Arşivi), Başbakanlık Kararlar Daire Başkanlığı(1920-1928), nr. 30-18-1-1, 15-57-9, 16 Eylül 1341/16 Eylül 1925. Maliye Okulu tarihiyle ilgili kaleme alınan bazı yazılarda Maliye Mektebi’nin kuruluşuna 1924 Anayasası’nda yer verildiğine ilişkin bilgiler verilmekle birlikte adı geçen Anayasa metninde bu tür bir bilgi bulunmamaktadır. Bkz. https://www.anayasa.gov.tr/tr/mevzuat/onceki-anayasalar/1924-anayasasi/

[87] BCA, Milli Eğitim Bakanlığı (Genel), 180-9-0-0, 77-379-5, 26 Mayıs 1341/26 Mayıs 1925.

[88] BCA, Milli Eğitim Bakanlığı (Genel), 180-9-0-0, 144-691-7, 19 Şubat 1926.

[89] MF.MKT, nr. 1212-15, 7 Zilkade 1333/16 Eylül 1915.

[90] MF.MKT, nr. 1212-15, 7 Zilkade 1333/16 Eylül 1915.

[91] Kömürcüyan hakkında ayrıntıla için bkz. Şenay Karataş, Göksel Yücel ve Burcu Adiloğlu, “Muhasebe Eğitimine Verilen Doksan Yıllık Ömür: Kirkor Kömürcüyan”, Muhasebe Enstitüsü Dergisi, Cilt 16, Sayı 59, 2018, 71 – 80.

[92] MF.MKT, nr. 1212-15, 7 Zilkade 1333/16 Eylül 1915.

[93] Bilal Yurtoğlu, “Dârüsşafaka Dergisinin Bilim, Düşünce ve Eğitim Hayatımıza Katkıları”, Osmanlı Bilimi Araştırmaları, Cilt:XVII, Sayı:2, 2016, s. 98-99; Ahmet Öksüz ve Ahmet Erdoğan, “1900-1940 Seneleri Arasındaki Matematik Ders Kitaplarının Günümüz Matematik Ders Kitapları ile Mukayesesi”, Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi (AKEF) Dergisi, Cilt:4, Sayı:1, 2022, s. 161.

[94] Ömer Yazan, “Osmanlı Mekteplerinde çift Yanlı Kayıt Yöntemine dayalı Muhasebe Eğitimi”, Osmanlı Mektepleri (Bir Modernleşme Çabası olarak Osmanlı Eğitiminde Yeni Arayışlar), Editörler: Mahmut Zengin ve diğerleri, DEM-Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları, İstanbul, 2021, s. 378-379.

[95] https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/219629 erişim tarihi 12.08.2024

[96] Ufuk Gülsoy, “Celâleddin Ârif”, DİA(Diyanet İslam Ansiklopedisi), Cilt 7, s. 246-247; İhsan Güneş, “Celalettin Arif Bey (1875 -1930)”, Atatürk Ansiklopedisi, https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/celalettin-arif-bey-1875-1930/?pdf=3734 erişim tarihi 12.08.2024. Her iki kaynakta da Celaleddin Bey’in Mektebi Maliye’de ders verdiğine dair bilgi verilmemiştir.

[97] Bayram Eyüp Öztürk, “Ali Reşat Bibliyografyası Denemesi”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, Cilt:3, Sayı:10, 2000, s. 205-206; Hamza Keleş ve Ayten Kiriş, “Bir Osmanlı Tarihçisi Olan Ali Reşat’ın Hayatı, Eğitimciliği ve Tarih Öğretimi ile İlgili Görüşleri”, Kastamonu Eğitim Dergisi,  Cilt:14, No:2 (Ekim 2006), s. 572;  https://www.dby.com.tr/ali-resad erişim tarihi 12.08.2024.

[98] Bünyamin Tan, “Coğrafya Öğretimine Adanan Bir Ömür: Safvet Geylangil ve Eserleri”, https://bunyamintan.wordpress.com/2020/09/13/cografya-ogretimine-adanan-bir-omur-safvet-geylangil-ve-eser-leri/ erişim tarihi 12.08.2024. 

[99] Mehmet Zeki Pakalın, Maliye Teşkilatı Tarihi (1442-1930), Cilt 4, Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu Yayını, Ankara, 1977, s. 271-338; Mustafa Aydın, “Sayın, Abdurrahman Vefik”, DİA, Cilt 36, 2009, s. 214-215.

[100] Reşad Bey’in kısa biyografisi için bkz. Tanin, nr. 1255, 16 Şubat 1327/29 Şubat 1912, s. 3; https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/219160 erişim tarihi 13.08.2024.

[101]https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/219806  erişim tarihi 13.08.2024.

[102] https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/218668 erişim tarihi 13.08.2024.

[103] MF.MKT, nr. 1212-15, 7 Zilkade 1333/16 Eylül 1915.

[104] Zübeyde Akbal, “ Taha Bey ve “Emlak-ı Devlet” İsimli Eserinin Transkripsiyon ve Değerlendirmesi”, Yüksek Lisan Tezi, M.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2007, s. 8-9.

[105] MF.MKT, nr. 1212-15, 7 Zilkade 1333/16 Eylül 1915.

[106] Saro Dadyan, Osmanlı’da Ermeni Aristokrasisi, Everest Yayınları, İstanbul, 2011, s. 336-338.

[107]Kevork Pamukciyan, Biyografileriyle Ermeniler, Aras Yayıncılık, İstanbul, 2003, s. 34; MF.MKT, nr. 1212-15, 7 Zilkade 1333/16 Eylül 1915.

[108] https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/220492 erişim tarihi 13.08.2024; MF.MKT, nr. 1212-15, 7 Zilkade 1333/16 Eylül 1915; Adliye Nezareti Sicill-i Ahvâl Defterleri, nr. 003/261-262; DH.SAİD.d (Dâhiliye Nezareti Sicill-i Ahvâl Defterleri), nr. 141-41, 29 Zilkade 1291/8 Şubat 1875.

[109] Fethi Tevetoğlu, “Kızılaycı Hâmid Bey”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt: III, Sayı: 9, 1987(Temmuz),   s. 681-690.

[110] Çalışma ekinde yer alan fotoğraftaki mezar taşında doğum ve ölüm tarihi 1881-1969 şeklinde yazılıdır. Bkz. Ek 4.

[111] Ali Birinci, “Türk Ocağı Tarihinden Simalar Mustafa Zühtü İnhan”, Türk Yurdu, Sayı: 143, 1999(Temmuz), s. 8-10; Cumhuriyet, 20 Ekim 1970, s. 2; 21 Ekim 1970, s.7.

[112] MF.MKT, nr. 1212-15, lef 1, 7 Zilkade 1333/16 Eylül 1915

[113]Adı geçen hoca Türkiye’de coğrafya biliminin öncülerinden Faik Sabri Duran’dır.  Bkz. Mehtap Kocatürk, “Modern Coğrafyanın Öncülerinden Faik Sabri Duran: Hayatı ve Eserleri”, Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020, s. 48, 61, 65, 78, 83.

[114] Hasan Ferid, Nakid ve İtibar-ı Malî (3 Cilt), Matbaa-i Amire, İstanbul, 1330. Günümüz alfabesine çevrilen basımı için bkz. Hasan Ferid, Osmanlı’da Para ve Finansal Kredi (3 Cilt), Hazırlayan: Mehmet Hakan Sağlam, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, İstanbul 2008, Alanında öncü bir klasik olan bu eserin orijinal adının kapağında verilmemesi, başlığının dahi orijinal haliyle verilmeyip günümüz Türkçesine çevrilmesi, bunun da ötesinde müellifi hakkında ayrıntılı bir biyografinin sunulmaması oldukça ilginçtir.

[115] BA, Kalem-i Mahsûs Müdüriyeti, nr. 30/0/18/01/01/14/40/17/01, 24 Haziran 1925. Niyazi Asım Bey’in bulunduğu görevler için bkz. Melek Öksüz, Amerikan Belgelerine Göre Mondros Mütarekesi’nden 1929 Ekonomik Buhranı’na Kadar Türkiye’de Para Politikası”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 58, 2016 (Bahar), s. 224, dipnot 90. Bu çalışmada Niyazi Asım Bey’in adı Mehmet Niyazi Erenli olarak verilmiştir.

[116] ML.EEM, nr.1087-18, 18 Mayıs 1330/31 Mayıs 1914.

[117] Abdurrahman Vefik Sayın, Tekâlif Kavâidi (Osmanlı Vergi Sistemi), T.C. Maliye Bakanlığı Yayını, Ankara, 1999; Abdurrahman Vefik Sayın, Tarih-i Mâlî (Kuruluşundan Kanuni Devrinin Sonuna Kadar Osmanlı Maliye Tarihi (1299-1566)), T.C. Maliye Bakanlığı Yayını, Ankara, 2000.

[118] Hasan Tahsin (Aynizade), İlm-i Mâli, Kanaat Matbaası ve Kütüphanesi, Dersaadet, 1329.

[119] Mustafa Zühdi (İnhan), Vergiler, Kanaat Matbaası, İstanbul, 1326. Mustafa Zühdi (İnhan)’ın Malî Piyasalar ve Banka Siyaseti (1922) başlıklı önemli çalışmasının günümüz alfabesine çevrilmiş hali Şevket Kamil Akar ile birlikte Active Bankacılık ve Finans Dergisi’nde 19 bölüm halinde yayınlanmıştır.

[120] Mehmed İzzet, Usûl ve Tatbîkat-ı Riyâziyat-ı Mâliye, Matbaa-ı Kader, Dersaadet, 1326.

[121] İstepan Arabyan, Usûl-i Defterî-i Mâli I-II, Matbaa-ı Kader, Dersaadet, 1328

[122] Ahmed Tevfik, Bilâ-vâsıta Tekâlîf Kânunları, Kanaat Kitaphanesi ve Matbaası, Dersaadet, 1330.

[123] Charles Gide, İlm-i İktisat Dersleri Cilt 1-2, Çevirenler: Hasan Tahsin (Aynî), Hasan Hamid, Mustafa Zühdi (İnhan), Kader Matbaası, İstanbul, 1327.

[124] Faruk Bey, Hesâb-ı Ameli-i Mâlî, Matbaa-ı Kader, Dersaadet, 1326.

[125] Berberyan Efendi, Usûl-i Muhâsebe-i Umûmiyye, Matbaa-ı Kader, Dersaadet, 1328.